İnsanlık tarihi, kitleleri kırp geçiren sağlık sorunlarıyla dolu, çiçek, veba, tüberküloz, tifo, sıtma ve benzerleri. 20. yüzyılın şampiyonu ise stres. Mide yanmasından baş ağrısına, göğüs sıkışmasından psikolojik sorunlara kadar çeşitli şikayetlerle hekime başvuranlara ilk tavsiye “stresten uzak dur” oluyor. Uzmanlar, stresin, insanın kendisine yönelen tehlikelere karşı korunmak için harekete geçirdiği savunma mekanizmalarının sonucunda ortaya çıktığını söyler. Trafikte sıkışıp kalmış, korna sesleri, egzost dumanları arasında, gideceği yere varamama kaygısı yaşayan kent insanının tepkileriyle, can havliyle yırtıcı hayvanların gazabından kurtulmaya çalışan ya da ailesini düşman kabileye karşı savunmak için saldıran ilkel insanın tepkisinden farklı olmadığı dile getirilir.
ILO raporlarına göre, yıllık küresel GSMH’nın % 1 – 3,5’i strese bağlı harcamalara ayrılıyor. 41 milyon Avrupalı, strese bağlı sağlık sorunlarından şikayetçi. ABD’de çalışanların % 26’sı tükenme belirtileri gösteriyor.
İnsanlık tarihi, kitleleri kırp geçiren sağlık sorunlarıyla dolu; çiçek, veba, tüberküloz, tifo, sıtma ve benzerleri. 20. yüzyılın şampiyonu ise stres. Mide yanmasından baş ağrısına, göğüs sıkışmasından psikolojik sorunlara kadar çeşitli şikayetlerle hekime başvuranlara ilk tavsiye “stresten uzak dur” oluyor.
Uzmanlar, stresin, insanın kendisine yönelen tehlikelere karşı korunmak için harekete geçirdiği savunma mekanizmalarının sonucunda ortaya çıktığını söyler. Trafikte sıkışıp kalmış, korna sesleri, egzost dumanları arasında, gideceği yere varamama kaygısı yaşayan kent insanının tepkileriyle, can havliyle yırtıcı hayvanların gazabından kurtulmaya çalışan ya da ailesini düşman kabileye karşı savunmak için saldıran ilkel insanın tepkisinden farklı olmadığı dile getirilir.
İyi güzel de, siz hiç stresten ülser olan, damarları büzülüp tıkanan bir Neanderthal adam düşünebiliyor musunuz? Ya da o kadar gerilere gitmeyin, mehter marşı eşliğinde iki ileri, bir geri, düşmana karşı sefere çıkan, stresten muzdarip bir yeniçeri hayal edebiliyor musunuz? O zaman sanayi devrimiyle başlayıp, giderek hızlanan bir “kalkınma hamlesi” sonunda dünya gelirinin aslan payını ele geçiren gelişmiş batı toplumlarının, şu debdebe çağında stresi böylesine dillerine dolamasına ne demeli? Ne demeye tüm dertlerin altından stres çıkıyor?
Uluslararası Çalışma Örgütü’nun (ILO) raporlarına göre, yıllık küresel GSMH’nın % 1 – 3,5’i strese bağlı harcamalara gidiyor.
1996 verilerine göre, AB ülkelerinde çalışanların % 28’i ( 41 milyon Avrupalı), strese bağlı sağlık sorunlarından şikayetçi. ABD’de Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü verilerine göre çalışanların % 26’sı tükenme ve stres belirtileri göstermekte.
Strese çare olarak, dev ilaç firmalarının ArGe orduları her gün yeni ilaçlar üretirken, diyet uzmanları her gün stresle mücadelede daha etkin diyetler sunarken, spor uzmanları stresle başaçıkmak için yeni egzersizler tasarlarken, başka bazı uzmanlar da, binyıllardır farkına bile varmadan alıp verdiğimiz nefesimizi düzenlemek için “yok, öyle değil, böyle” diye yeni yöntemler öğretirken, bunlar da yetmedi, Uzakdoğu’nun “gizemli” gevşeme, rahatlama, “özüne dönme” yollarına dört elle sarılırken, neden hala insanlar en çok da strese bağlı sağlık sorunlarıyla boğuşuyorlar? Yoksa daha “müreffeh”, daha renkli, daha çeşitli, daha hızlı, daha “çok” hayatlara uzanmak uğruna bir canavarı içimizde barındırmaya razı mı oluyoruz?
Stresin böylesi, ödediğimiz bir bedel… İtiraf edin, hepimiz tüketim toplumunun nimetlerinden biraz daha fazla pay kapabilmek için bu bedeli ödemeye razıyız. Bunda anlaşalım. O halde ne yapmalı? Ya bu canavarı evcilleştirmenin yolunu bulacağız, ya da bazılarımızın pek sık yapmaya başladığı gibi, her sıkıştığımızda stresin arkasına sığınıp “stres, stres” diye yakınıp duracağız.
Stresle başaçıkmanın, onu evcilleştirmenin, “iyi huylu stres”le “kötü ruhlu stres”i birbirinden ayırmanın, iyi huylu stresle dost olup, kötü ruhlu strese kapıları kapamanın yollarını 16 sayfalık bir derginin sayfalarında sunmanın yolu yok. Ancak iyisiyle kötüsüyle, şu stresin nelere kâdir olduğunu bir kez daha gözler önüne serelim dedik. İyi huylu streslerle dolu, barışık, başarılı, bilinçli hayatlar sizin olsun…
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir