Toplantıya gireli henüz 10 dakika geçti geçmedi, içinizi bir huzursuzluk kaplıyor. Yüzünüze alev çıkıyor, kalbiniz hızlanıyor. İşyerindeki çatışma yine sizi esir aldı. Duygular, yani kızgınlık, engellenme ve çaresizlik, çatışmanın ayrılmaz parçasıdır. Ancak önemli olan sizi nelerin tetiklediğini bilmekti. Sizin kırmızı düğmeleriniz hangileri? Bunları bilirseniz çatışmaları daha iyi yönetebilirsiniz. Uzmanlar çatışmayı zorlaştıran etkenin duygular olduğunu söylüyor. İnsanlar ne kendilerinin ne de başkalarının olumsuz duygularını yönetmekte her zaman pek de başarılı olamıyorlar.
Toplantıya gireli henüz 10 dakika geçti geçmedi, içinizi bir huzursuzluk kaplıyor. Yüzünüze alev çıkıyor, kalbiniz hızlanıyor. İşyerindeki çatışma yine sizi esir aldı. Duygular, yani kızgınlık, engellenme ve çaresizlik, çatışmanın ayrılmaz parçasıdır. Ancak önemli olan sizi nelerin tetiklediğini bilmekti. Sizin kırmızı düğmeleriniz hangileri? Bunları bilirseniz çatışmaları daha iyi yönetebilirsiniz.
Uzmanlar çatışmayı zorlaştıran etkenin duygular olduğunu söylüyor. İnsanlar ne kendilerinin ne de başkalarının olumsuz duygularını yönetmekte her zaman pek de başarılı olamıyorlar.
Duygusal ateşleyiciler çatışma yaratan davranışlara neden olur. Bunlar kişiyi verimsiz davranışlar sergilemeye kışkırtan ve yönelten fevri tepkilerdir. Bir yöneticiniz, çalışma arkadaşınız ya da astınız kırmızı düğmenize bastığı anda, birdenbire öfke, hiddet, patlama, çaresizlik, kaygı duyabilirsiniz. Bu tür tepkiler üretkenliğinizi etkiler, hem sizin için hem de kurum için istenmeyen sonuçlara yol açar.
Çatışmayla başaçıkmanın yollarından biri hangi durumların sizde çatışma yarattığını bilmektir. Hangi davranışların ya da durumların sizi ateşlediğini bilirseniz olası çatışmaları daha iyi öngörebilir, onları önleyebilir ya da kaçınabilirsiniz.
Herkesin farklı kırmızı düğmeleri vardır, ancak en sık rastlanan duygusal ateşleyiciler sizden farklı değerlere, bakış açısına ve tarza sahip olan kişilerle çalışmak zorunda kalmaktır. Örneğin, burnu havada bir ukalayla çalışırken kanınızın tepenize çıktığını hissedersiniz. Ya da açık davranmayan ve hep geri planda durmayı tercih eden çekingen bir çalışan sinirinize dokunabilir. Başkalarının hakkını teslim etmemek, güvenilmez olmak, bencillik ve olumsuz tutum gibi özellikler de duyguları en sık ateşleyen özelliklerdir.
Bu tür durumlarla başaçıkmak için çeşitli teknikler önerilir: Örneğin derin nefes egzersizleri duyguları kontrol etmeyi sağlar. Ancak en önemlisi duygusal ateşleyicilerinizi bilmek ve anında fark etmektir.
Çatışmayla yüzleşmek
İster acemi olsun ister tecrübeli, her yönetici çatışmayla karşı karşıya gelir. Aslında çatışma yöneticilerin başetmesi gereken en zor sorunların başında gelir. Ancak başarılı liderler çatışmanın sebep olduğu problemleri en aza indirmenin yollarını öğrenirler. Gerçekten de iş liderleri çatışma yönetimini en temel liderlik becerileri arasında sayarlar.
İnsanlar zıt değerlere, çıkarlara, hedeflere, ilkelere ve duygulara sahip oldukları zaman ya da bunları ifade ettiklerinde çatışma yaşanır. Kurumlarda bireyler arasındaki çatışmalar doğru yönetilmezse, rahatsızlığa, kızgınlığa ve etkili olmayan davranışlara neden olur. Korku ve hiddet gibi duygular su yüzüne çıkar. Yetki ve güç sınırlarındaki belirsizlik, kurum içi çatışma ve dedikodulara yol açar. Bu da enerjinin işe değil, ilişkilere gitmesine neden olur.
İyi yönetilen çatışma;
- Gayreti artırır
- Duyguları rahatlatır
- Karar verme sürecini iyileştirir
- Temel meseleleri ortaya çıkarır
- Eleştirel düşünceyi uyarır
- Açık bir kültür oluşmasına yardım eder
- Yaratıcılığı ve yenilikçiliği harekete geçirir
Ancak çatışma iyi ele alınamazsa;
- Verimliliği düşürür
- İletişimi bozar
- İşbirliğini azaltır
- Olumsuz duyguları artırır
- Strese neden olur
- “Arkadan hançerleme” vakalarına neden olur.
Çatışmayı en düşük düzeye indirmek için şunlara dikkat edin:
Israrla üstüne gidin. Olumlu ilişkileri engelleyen, verimliliği sekteye uğratan, kurumda klikleşmelere neden olan, kurumsal hedeflerin önüne geçen ve iş sonuçlarını tehdit eden çatışmaları çözmeyi iş edinin, bu konuların üstüne istek ve cesaretle gidin.
Düşünceli davranın. Çatışma durumlarındaki rolünüzün farkına varın. Söylediğiniz ve yaptığınız şeylerin başkalarını etkilediğini unutmayın. Başkalarının sizi nasıl gördüğünü anlamaya çalışın.
Olgun yaklaşın. Resmin bütününe dikkat edin ve stratejik düşünün. Değiştirebileceklerinizle kabul etmek zorunda olduklarınızın arasındaki farkı görün. Olgunluk, asla ödün vermeyeceklerinizle (değerleriniz) başka çare kalmadığında kabul etmeniz gerekenler (sorumluluklarınız) arasındaki farkı bilmektir.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir