Kuruluşların sürekli yenilikler yaparak rekabet üstünlüklerini sürdürebilmeleri, sadece kendi olanaklarına bağlı değil, bunun için uygun bir ortamın varlığı da gerekli. Kamu yönetiminin, akademik dünyanın, sivil toplumun böyle bir yaratıcılık ortamının oluşmasına katkıda bulunması gerekiyor yani kamuoyunun “yenilik bilincini” kazanması önemli. Eczacıbaşı topluluğunda da inovasyonu kurum içinde yönetilen, faydaları ölçülebilen ve rekabetçi avantaj yaratacak bir kurum kültürüne dönüştürmek için “İnovasyon Çalışma Grubu” başlatıldı.
Latince “inonvatus” kelimesinden türeyen “inovasyon” sözcüğünün, birçok dilde olduğu gibi, Türkçede de “İnovasyon” sözcüğünün tam karşılığı olabilecek bir sözcük henüz yer almamaktadır.OECD tarafından yapılan tanımlamaya göre, inovasyon, süreç olarak “bir fikri pazarlanabilir bir ürün ya da hizmete, yeni ya da geliştirilmiş bir üretim veya dağıtım yöntemine ya da yeni bir toplumsal hizmete dönüştürmektir”. Avrupa Komisyonu da inovasyonu, “dönüştürme süreci sonunda ortaya konan pazarlanabilir, yeni ya da geliştirilmiş ürün, yöntem veya hizmet” olarak tanımlamaktadır. Biz yöneticiler için ise, kuruluşumuzun rekabet gücünü arttıran her yeni ürün, yeni hizmet, yenisüreç ya da uygulamanın hayata geçirilmesi “inovasyon” anlamına geliyor. Yani, “değer yaratan yenilik” ten bahsediyoruz.
Neden İnovasyon?
Bilim ve teknolojide 90’lı yıllarda yaşadığımız olağanüstü sıçrama, bugün üretim ve iletişim olanaklarını inanılması güç ölçüde artırmış bulunuyor. Bu gelişmenin sonucu olarak, bir yandan üretimin artması,diğer yandan “üretim yeri” ve“pazar”lar bakımından sınırların kalkması, rekabeti küreselleştirdi. Dünya finans sisteminin büyük tutarlara ulaşmış bulunan fonlarının yatırım arayışı da tabloya eklenince, bugünkü durum ortaya çıkıyor. İşte bu durumda, üretim için gerekli makineleri temin etmek, teknolojiyle ilgili “know-how”ı satın almak artık kolaylaştı. Öte yandan, üründe kalitevetasarımyaklaşımlarıda, zaten uluslararası pazara çıkmanın önkoşuluhaline geldi.Ancak bunların hiçbiri, bir kere ulaşılmakla, sürdürülebilir bir üstünlük sağlamak için yeterli olmuyor.Sürdürülebilir büyüme, rekabette “sürekli farklılık” yaratmayı gerektiriyor.
Eskisinden farklı olarak,bugün kuruluşlar, ülkeleri içinde dahi global rekabetle karşı karşıya kaldıklarından, bu acımasız rekabetin içinde varlıklarını sürdürebilmek için sürekli “yenilik peşinde” olmaları gerektiğini görmektedir. Öte yandan, kuruluşların sürekli yenilikler yaparak rekabet üstünlüklerini sürdürebilmeleri, sadece kendi olanaklarına bağlı değil; bunun için uygun bir ortamın varlığı da gerekli. Kamu yönetiminin, akademik dünyanın, sivil toplumun böyle bir yaratıcılık ortamının oluşmasına katkıda bulunması gerekiyor. İşte bu noktada da, kamuoyunun “yenilik bilincini” kazanması önemli. Ancak bu yenilik bilincine sahip bir kamuoyu varsa ve kamu yönetimi üzerinde demokratik bir baskı uygulayabilirse, ülkede yenilikçilik için elverişli ortam oluşabiliyor. Ancak o zaman,risk finansmanı, tohum sermayesi vearaştırma-geliştirme için gerekli fonlar sağlanabiliyor; ancak o zaman, yenilikçiliğin düşmanı olanyasadışı vehaksız rekabetin üzerine gidiliyor. Ulusal İnovasyon Girişimi (UİG) Bu eksikliği giderebilmek ve farkındalığı artırmanın yanısıra, özel sektör-üniversite-sivil toplum işbirliğiyle ve kamu ile diyalog içinde inovasyon politikalarımızın oluşturulmasına katkıda bulunmak amacıyla “Ulusal İnovasyon Girişimi” bir sivil girişim olarak başlatıldı. Türkiye’de inovasyon politikalarının oluşturulması ve uygulanması aşamalarında özel sektör – üniversite – sivil toplum işbirliğini pekiştirmek ve yönlendirmek; siyasi irade ve kamu kurumlarıyla diyaloğu geliştirerek, görüş ve öneriler hazırlayarak, inovasyon politikaları oluşturma sürecine katkıda bulunmak ve inovasyon konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmak amacıyla başlatılan ve 21 üyeden oluşan Ulusal İnovasyon Girişimi’nin ilk üye toplantısı TÜSİAD’ın daveti üzerine 7 Haziran 2005 tarihinde TÜSİAD’da yapıldı.
UİG Çalışma Şekli
UİG, özel sektörden ve üniversiteden seçilen iki Eşbaşkan tarafından yönetilmekte. Prof. Dr. Ali Doğramacı ile UİG’nin ilk Eşbaşkanları olarak göreve getirildik.
UİG’in oluşumunu izleyen Temmuz ve Eylül ayları arasında yapılan toplantılar sonrasında, 1 Ekim 2005 tarihinde tam günlük, üst düzeyde 97 üyeli bir çalıştay yapılmıştır. Bu çalıştay sonunda beş adet UİG Çalışma Grubu oluşturulmuştur.
Oluşturulan bu grupların altı ay süren çalışmaları sonucunda İnovasyon Çerçeve Raporu’nun ilk taslağı 2006 Mayıs’ında ortaya çıkarıldı. Bunu izleyen dönemde yapılan çalışmalarla nihai halini alan UİG raporu, 18 Ekim 2006 tarihinde Ankara’da, “Toplumsal Refah İçin İnovasyon” temalı tanıtım toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun da gündemine girmiş olan bu konuda UİG, yapılacak olan çalışmalara destek olmayı sürdürmekte ve inovasyon politikalarının oluşturulma sürecine katkıda bulunmanın yanı sıra inovasyon konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmaya çalışmaktadır.
Eczacıbaşı Topluluğu’nda İnovasyon
Topluluğumuza gelecek olursak; Eczacıbaşı Topluluğu kuruluşları Türkiye’de “Bütünsel Kalite Yönetimi” uygulamasının öncüleri oldular; bunu birçok ulusal ve uluslararası ödülle de kanıtladılar. Topluluğumuzda, Bütünsel Kalite Yönetimi, iş sonuçlarımızı iyileştirme hedefine yönelik bir yönetim yaklaşımı olarak kabul edildi. Bunun yanısıra, rekabette üstünlük sağlamak için farklılık yaratmak gerektiğini, bu amaçla tutacağımız halkanın da, yaratıcılığın ve yenilikçiliğin geliştirilmesi olduğunu biliyorduk. Bu anlayışla, Bütünsel Kalite yaklaşımını, Topluluğumuzun inovasyon ortamının pekiştirilmesi amacıyla değerlendirdik.Yenilikçiliği destekledik; özendirdik. Sekiz yıldır düzenlediğimiz “Eczacıbaşı’nda Yaratıcı ve Yenilikçi Buluşmalar” günümüzde de, yenilikçi ve yaratıcı projeleri değerlendiriyor, inovasyonda öne çıkan arkadaşlarımızı tanıyor, onları ödüllendiriyor ve başarılarının sevincini paylaşıyoruz. Bu konuda bu güne kadar yapmış olduklarımıza ek olarak, inovasyonu kurum içinde yönetilen, faydaları ölçülebilen ve rekabetçi avantaj yaratacak bir kurum kültürüne dönüştürmek için yeni bir yaklaşımı başlattık.
İnovasyon Çalışma Grubu
Topluluk Stratejik Planımızda da yer aldığı üzere, Topluluğumuzun değerini ve sürdürülebilir küresel rekabet gücünü artırmak amacıyla; ürün, hizmet, marka, faaliyet alanı, iş süreçleri ve teknoloji kullanımına yönelik inovasyon çalışmalarını özendirmek ve bu çalışmalardan en yüksek verimin alınması için gerekli süreçleri geliştirmek üzere, 2005 yılı Kasım ayında, “İnovasyon Çalışma Grubumuzu” oluşturduk.
Bu tür projelerde değişik disiplin ve kuruluşların birikimlerinden en üst düzeyde yararlanmak ve farklı bakış açılarının da değerlendirildiği sonuçlar üretmek için, grubun oluşumunda “disiplinler üstü” yaklaşım kullanıldı.
Topluluğumuzda geliştirmekte olduğumuz inovasyon yaklaşımımızın,
- rakiplerin pazara sunmadığı çarpıcı ürünler,
- verimliliği ve maliyetleri etkileyecek teknolojiler,
- üretim maliyetlerini düşürecek süreçler,
- etkileyici pazarlama yöntemleri,
- yeni iş alanları,
- yeni işbirlikleri,
- yeni markalar
gibi, aslında bir iş modelini etkileyen tüm alanları ele alması ve bugüne değin sürdürülmekte olan ‘’yenilikçilik ve yaratıcılık” yaklaşımını, rekabette sürekli üstünlük ve sürdürülebilir büyüme platformuna taşımayı hedefledik. 2005 yılında oluşturulan çalışma grubu ile,2006 yılı ortasına kadar kuruluşlarda yapılan inovasyon çalışmalarını, kuruluşların değerini ve sürdürülebilir rekabet gücünü artıracak inovasyon kültürünü, organizasyonunu ve teknik alt yapısını geliştirmek amacıyla başlatılacak çalışmaların alt yapısını kurguladık.
2006 yılındayapılan çalışmalar ve planlar tüm Topluluk üst yöneticilerinin bilgi ve görüşüne sunularak şekillendirildi ve bu aşamadan itibaren inovasyon çalışmalarının başarılı uygulama deneyimleri olan danışmanlarla desteklenerek devam ettirilmesi kararlaştırıldı.
Yapılan araştırmalar ve değerlendirmeler sonucunda, süreç yönetimi teknikleriyle geliştirilmiş eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanılarak, önce tüm üst yöneticilerin katıldığı bilgilendirme eğitimi ve hemen ardından da kuruluşlardan her düzeyde farklı disiplinlerden çalışanların yer aldığı “inovasyon rehberleri” eğitimleri başlatıldı. 2007 yılı sonuna değin sürecek uygulamalı eğitimlerle Topluluk düzeyinde çeşitli inovasyon projeleri hayata geçirilirken kazanılacak deneyim, inovasyon rehberlerinin yardımıyla, tüm Topluluk kuruluşlarına yaygınlaştırılacaktır. Bu çalışma sırasında diğer Topluluk çalışanlarının kendi kuruluşlarında değişimin hızlanmasına katkıda bulunabilmeleri için, inovasyon kültürününgerektirdiğive kuruluşun ihtiyacı olaneğitimleri almaları için de gerekli çalışmalar planlandı. Dolayısıyla, yakın bir gelecekte, tüm çalışanların eğitilerek katılımlarının arttırıldığı, inovasyonun “sürekli” kılındığı bir ortamı hedefliyoruz.
Amacımız, Eczacıbaşı’nı hızla artan oranda kendi know how’ını yaratarak gelişmesini sürdüren bir Topluluk haline getirmektir.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir