2000 yılında çalışmakta olduğum şirkette başlattığımız bilgi yönetimi projesi kapsamında katıldığım bir eğitim, iş yaşamımda her zaman çok farklı bir yere sahip oldu. Söz konusu eğitim, sadece o tarihlerde değil, sonrasında da özel yerini korumaya devam etti. Bu farkın kaynağı, yetişkin eğitimleri için oldukça yeni olan bir metodolojiyi, “simülasyon” tekniğini etkin biçimde kullanılmasıydı. 

Celemi isimli bu firmanın 2003 yılında Türkiye’deki iş ortağı olan kuruluşumuzda ise kısa sürede (Apples&Oranges) akredite eğitmeni olarak görüşlerimi daha da güçlendiren bir tecrübeye sahip oldum. Başka deyişle, masanın her iki tarafında yer alan bir kişi olarak firma kurucusu ve uluslar arası yönetim danışmanı Klas Mellander’in öğrenmenin en güçlü yolu olan “bilgiye ulaşma” felsefesini yaşayarak gözlemleme imkanım oldu.

İş simülasyonlarının gücünü aldığı noktalardan biri olan katılımcı-odaklı eğitimin bir öğretme süreci değil, öğrenme süreci olduğununun tam olarak anlaşılması zaman alacağa benziyor. İş simülasyonlarımıza katılan ilk ve orta kademe yöneticiler arasında yaptığımız anketler bu sonucu destekler nitelikteydi. Bu ankete katılan ilk ve orta kademe yöneticilerden oluşan katılımcıların değerlendirmelerinden çıkan bazı sonuçlara dikkat çekmek gerekirse :

• İş simülasyonlarında katılımcı-eğitmen dengesine yönelik olarak sorulan soruya katılımcının %80 oranında aktif katılımı olması yönünde tercih kullananların oranı yüzde 63’dür. Bununla birlikte küçümsenmemesi gereken % 35 oranındaki bir katılımcı grubu hala bu dengenin eşit (%50-%50) olması gerektiğini düşünmektedir. (“Lütfen bizi çok yormayın!”)
• Katılımcılar iş simülasyonu uygulama alanları konusundaki birinci tercihlerini stratejik yönetim alanında kullanmışlardır. Bunun yanısıra finansal yönetim, proje yönetimi, pazarlama ve marka yönetimi gibi 3 konunun yüksek tercih sayılarına ulaşılmış olmasını iş simülasyonlarının farklı alanlarda uygulanabilirliği konusunda önemli bir gösterge olarak değerlendirilebiliriz.

Simülasyonların sağladığı katma değeri anlamış ve uygulamış, sektörlerinin önde gelen kuruluşu olan İsuzu’dan Umur Sağon ve Phillip Morris International‘dan Nevzat Ozansoy’un değerlendirmeleri sanırım gittikçe eğitimde değeri artan simülasyon uygulamaları konusunda farklı bir bakış açısı kazanmamızı sağlayacaktır. 

Şirket olarak almak istediğimiz eğitim, “maliyet düşürme”, “verimlilik” gibi kavramları içeren bir eğitimdi. Eksikliği duyulan bu ihtiyaç, günümüzde üretim yapan tüm işletmelerin çalışanları tarafından benimsenerek, kültür haline gelmesinin hedeflendiği bir konudur. Bu nedenle İsuzu Akademi Eğitim Kurulu, bu ihtiyacımızı karşılayacak Apples and Oranges eğitimini programa dahil etmeyi kararlaştırdı. 

Apples and Oranges iş simülasyonunu tercihimizdeki temel sebep, katılımcıların işletmelerinde “nakdin nasıl aktığını” ve “iş sonuçlarının nasıl ortaya çıktığını” görsel olarak izleyebilme şansına sahip olmalarıdır. Eğitimi almamızın en belirgin avantajları, kişilere kendi çalıştıkları bölümlerin dışında da bakış açısı kazandırması, işletmenin nakit akışını, ‘’değer transferinin” sadece para olmadığını, bilançosunu, karlılığını, üretimini, satınalmasını, pazarlamasını kısacası verimliliğini katılımcılara net bir şekilde göstermesidir.

Apples and Oranges iş simülasyonuna katılanlar şu sözlerle memnuniyetlerini ifade ettiler. Bir katılımcı: “ Bilmediğim ama çok duyduğum bazı kavramları çok zevkli ve öğretici bir biçimde tanıma fırsatı buldum, ayrıca başka departmanlardaki arkadaşlarımla ekip çalışması yapmamız da çok iyi oldu.” İfadesini kullandı. Diğer katılımcı ise memnuniyetini “Simülasyon çalışması, süreci görme açısından önemliydi. Kafamızda zincirin halkalarını tamamlama fırsatı bulduk. Daha karmaşık ancak daha gerçeğe yakın bir uygulama denebilir” şeklinde ifade etti.

Umur Sağon, İsuzu

Organizasyonumuz içinde, uygulanan merkezden uzaklaşma ilkesini daha da geliştirmek ve uygulama alanlarını genişletmek için 2005 yılında “DC Empowerment” adı altında bir projeyi hayata geçirdik. Bu proje kapsamında bölge müdürlüklerinde oluşturulan DC Empowerment ekiplerine vereceğimiz eğitimler arasına iş simülasyonu eğitimini de ekledik.

Satış Organizasyon Geliştirme Departmanı olarak eğitim stratejimizin temelinde uygulamalı ve iş başında eğitimler öncelikli olarak yer alıyor. Didaktik eğitimler yerine, akılda kalıcılığı daha fazla olan “uygulayarak öğrenme” yöntemlerini tercih ediyoruz. Apples and Orangesiş simülasyonu eğitimi rakamları, formülleri ezberlemek yerine bu rakamların gerçek hayatta neyi ifade ettiğini ve altında yatan mantığı akılda kalıcı şekilde öğretebiliyor.

Şimdiye kadar başka bir iş simülasyon eğitimi denemedik. Tercihimizde, eğitimin yapısı ve kurgusu; Baltaş yetkililerinin tecrübeleri ve iyi sunumları etkili oldu.

Eğitim değerlendirme formlarında katılımcıların ortalama % 30- 50 oranında bilgi ve becerilerinin arttığını ifade etmeleri seminerin amacına ulaştığını göstermektedir. 

Nevzat Ozansoy, Phillip Morris International