İş-Özel Yaşam Dengesi Sadece Kurumların Sorumluğunda mı?

İş-Özel Yaşam Dengesi Sadece Kurumların Sorumluğunda mı?

Günümüzde çalışanların iş için geçirdikleri zamanla özel hayatı için geçirdiği zaman arasındaki sınırların ortadan kalkmasıyla iş-özel yaşam dengesiyle ilgili yeni çözümler geliştirme gerekliliği doğdu. Bu gerekliliğin hızlıca yükselen sesi kurumların, iş-özel yaşam dengesi üzerine üretecekleri çözümleri gündemlerinin ilk sıralarına almalarını sağladı. Kurumların bu konudaki çözümleri çalışma saatleri üzerinde ne kadar etkili de olsa, bu çözümlerin verimliliği büyük oranda çalışanın kendi ürettiği çözümlere bağlı kaldı. Bu nedenle okuyacağınız yazı, iş-özel yaşam dengesi ile ilgili kurumların ürettiği çözümlerden çok, çalışanların çözümlerine odaklandı.

Günümüzde çalışanların iş için geçirdikleri zamanla özel hayatı için geçirdiği zaman arasındaki sınırların ortadan kalkmasıyla iş-özel yaşam dengesiyle ilgili yeni çözümler geliştirme gerekliliği doğdu. Bu gerekliliğin hızlıca yükselen sesi kurumların, iş-özel yaşam dengesi üzerine üretecekleri çözümleri gündemlerinin ilk sıralarına almalarını sağladı. Kurumların bu konudaki çözümleri çalışma saatleri üzerinde ne kadar etkili de olsa, bu çözümlerin verimliliği büyük oranda çalışanın kendi ürettiği çözümlere bağlı kaldı. Bu nedenle okuyacağınız yazı, iş-özel yaşam dengesi ile ilgili kurumların ürettiği çözümlerden çok, çalışanların çözümlerine odaklandı.

İş-özel yaşam dengesini kurmaya çalışan kurumlar, bu süreç içerisinde birçok doğru bilinen yanlışı düzeltmeye başladı. Çoğu kurum, verimliliğin işte geçirilen zamandan çok işe yatırılan enerjiden kaynaklandığının, iş-özel yaşam dengesinin sadece kadınların sorunu olmadığının, iş dışındaki yaşamın işe bilgi ve beceri aktarabileceğinin farkında vardı. Başta uluslararası olmak üzere verimliliğini artırmak isteyen kurumlar, KAYNAK Dergisi’nin bu sayısında da okuyabileceğiniz farklı, etkili birçok çözümü hayata geçirdi.

Yaşam şartlarının değişmesi, erkeklerin çalıştığı ailelerin yerini, kadının da iş hayatına katıldığı çift kazanımlı ailelerin alması, kadının ve erkeğin iş ve özel yaşamda sorumluluklarını yerine getirmesinde dengenin önemini artırdı. Birçok uluslararası kurum çalışanının da katıldığı, “Aile babalığı ile çalışma hayatını uyum içinde yaşamaya çalışan bir kuşağın portresi” başlıklı araştırma sonucunda; çalışan erkeklerin babalık rollerine giderek daha fazla sahip çıktıları görüldü. Bu çalışmaya katılan babalar incelendiğinde de; yüzde 15’lik grubun önceliklerinin eve para getirmek olduğu ve sadece işleri ile ilgilendikleri, yüzde 52’lik grubun iş-özel yaşam dengesini önemsedikleri, yüzde 33’lük grubun ise iş-özel yaşam dengesi sağlanmazsa işten ayrılan radikal babalardan oluştuğu belirlendi.

Çalışanlarda iş-özel yaşam denge yönetimi

Kurumlar iş-özel yaşam dengesini kurmak için emek harcarken ve çalışanlardan verimlilik beklenirken bu dengenin kurulmasında önemli etkenlerden birinin, çalışanların denge konusundaki yaklaşımı olduğu anlaşıldı. İş hayatında mükemmel planlar yapan, çok başarılı sonuçlar alan insanların özel hayatlarındaki planlamada aynı derecede başarılı olamaması iş-özel yaşamda dengenin sadece kurumun çabasıyla kurulamayacağını gösterdi. Dengenin özel yaşam kısmını oluşturan, doktor randevuları, ailedeki çocukların ve yaşlıların sorumlulukları, partner sorumlulukları, sosyal aktiviteler gibi birçok değişken özel hayatın planlamasını iş hayatındaki büyük projeler gibi karmaşıklaştırmaya başladı. 

Gittiğim diş hekiminin, “bir ay içerisinde iki kez görüşmemiz gerekiyor, bunlardan birisini işinizi aksatmamak için hafta sonu, diğerini de hafta sonuna aynı sorunu olan başka hastalarıma randevu verebilmek için hafta içi gerçekleştirelim” ifadesiyle aslında tüm tarafların denge kurmak konusunda ortak çözüm üretmesinin hayatı ne kadar kolaylaştırabileceği ile ilgili umut ışığı yaktı. Bu ifade, kurumla çalışanı sürekli karşı karşıya getirecek bir pazarlığı düşündürten iş-özel yaşam dengesi kavramına farklı bir açıdan bakmamı sağladı. 

Sonuç

Beden nasıl, şeker, tansiyon, stres gibi fizyolojik etkenlerin dengesiyle sağlıklı kalıyorsa, huzurlu bir hayat da iş-özel yaşam dengesiyle sağlanır. “Başarı” ile ölçülen iş yaşamı, özel yaşamdaki herhangi bir ölçüt bulunmamasından dolayı bazen sınırları aşar ve bu da çalışanların hayatlarındaki dengeyi kurmalarında sorunlar yaratır. Kurumlar, çalışanların iş-özel yaşam dengesi çerçevesinde her ne kadar çözüm üretse de, denge ancak çalışanın ince ayarlarını yapabileceği bir süreç sonrasında kurulur. Kurumların ve çalışanların, iş-özel yaşam dengesi konusunda çıkar çatışmasına dönüşmeyen çözümler üretmesi zor görünse de karşılıklı samimiyet içerisinde yaşam sürecinin kaliteli ve huzurlu geçmemesi için hiçbir sebep yoktur.

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi