Peter Senge’nin 1990’larda ortaya attığı “öğrenen organizasyon” kavramı, günlük olayların ötesine geçmeyi başarabilen bir düşünürün, iş hayatında ilk sinyalleri görülmeye başlayan dönüşümü deşifre ederek sunduğu çığır açıcı bir öneri, bir yeni dünya felsefesidir. Çağdaş kurumsal eğitim etkinliklerini yerli yerine oturtabilmek, öncelikle bu uğraşların ardındaki temel mantığı çözmeyi gerektirir. “Kurumsal eğitim ve gelişim”i doğru anlamlandırmayı ve doğru yönetme bilinci oluşturmayı kolaylaştırır.
Peter Senge’nin 1990’larda ortaya attığı “öğrenen organizasyon” kavramı, günlük olayların ötesine geçmeyi başarabilen bir düşünürün, iş hayatında ilk sinyalleri görülmeye başlayan dönüşümü deşifre ederek sunduğu çığır açıcı bir öneri, bir yeni dünya felsefesidir. Çağdaş kurumsal eğitim etkinliklerini yerli yerine oturtabilmek, öncelikle bu uğraşların ardındaki temel mantığı çözmeyi gerektirir. “Kurumsal eğitim ve gelişim”i doğru anlamlandırmayı ve doğru yönetme bilinci oluşturmayı kolaylaştırır.
Öğrenen Organizasyonda Varlığını Sürdüren Çalışan Profili
Öğrenen bir organizasyonun çalışanları ne yaptıklarının, neden ve nasıl yaptıklarının tümüyle bilincindedirler. Kendilerini işlerine adamış, ekip arkadaşlarıyla birlikte, değerine inandıkları bir hedefin vizyonunu paylaşarak potansiyellerini sonuna kadar hayata geçirmek için çaba gösteren insanlardır. Sınırlarını geliştirme ve ustalaşma çabasında onlara yol gösteren zihinsel modellere sahiptirler. Kişisel hedefleri organizasyonun misyonuyla örtüşür. Öğrenen organizasyonda çalışmak, kesinlikle kişisel doyum sağlamayan bir işin esiri olmak demek değildir. Aksine, işini anlamlı bir bütünün bir parçası olarak görmek, birbirine bağımlı, iç içe geçmiş ilişkiler ve süreçlerden oluşan bir sistem içinde var olmak demektir. Böylelikle bilinçli çalışanlar öğrenmek için risk alırlar, anlık çareler üretmek yerine kalıcı çözümler peşinde koşarlar. Yüksek nitelikli bir iş anlayışına ömür boyu sadık kalırlar. Optimal performansa ulaşmak için, bitmek tükenmek bilmeyen toplu öğrenme sürecinin yarattığı sinerjiden yararlanarak ekipler halinde çalışırlar. Öğrenen organizasyonda çalışanlar bir köle değil, yaşayan varlıklardır. Değişime ve başkalarıyla birlikte çalışmaya her zaman hazır oldukları için etkili hizmet üretirler.
Kurumsal Gelişme
Örgütsel öğrenme bireysel öğrenmeleri içerir. Geleneksel örgütten, öğrenen örgüte geçişi başarabilen kişiler, eleştirel ve yaratıcı düşünme yeteneği geliştirirler. Bu beceriler kurumsal gelişmenin temel değerleri ve kavramlarıyla da tamamen uyumludur. Kurumsal gelişme, “disiplinler arası yaklaşımları ve çağdaş teknolojileri kullanarak, örgütün her düzeyinde desteklenen uzun dönemli bir sürekli gelişme çabasıdır” (Bell ve French, 1995). Kurumsal gelişme, insanlara ve onların kişisel ve kurumsal hedefleri başarmak için başkalarıyla nasıl çalıştıklarına ilişkin bir süreçtir. Çoğu zaman hedefleri başarmak, yaratıcı düşünmeyi ve problem çözmeyi gerektiren değişiklikler yapmak anlamına gelir. French ve Bell’e göre, kurumsal gelişmeyi amaç edinen kişilerin değerleri, “değişim yaratmak, insanları ve kurumları olumlu etkilemek, kurumun etkinliğini ve karlılığını artırmak, öğrenmek ve büyümek, güç ve etki yaratmak” istekleri üzerine kuruludur.
Öğrenen organizasyonla özdeşleşmiş olan Peter Senge’yle birlikte bu konuda çalışan benzer yazarların ortak yanı, insanların ve kurumların değişme yeteneğine olan inançlarıdır. Onlara göre değişim, bir topluluğun üyeleri arasında açık iletişime ve üyelerin yetkin kılınmasına bağlıdır ve işbirliğine dayalı bir kültür gerektirir. Bu özellikler aynı zamanda öğrenen organizasyonların da belirgin özellikleridir.
Sonuç
Küresel iş ortamında başarıyı hedefleyen ve varlığını sürdürmeye çalışan şirketlerin, her düzeydeki çalışanlarına her fırsatta öğrenme olanakları sunarak, giderek artan bir oranda eğitim etkinliklerini destekledikleri ve onları daha yetkin hale getirmeye çalıştıkları gözlenmektedir. Doğru planlanır ve gerçekleştirilirse, her bir kurumsal eğitim, kurumu öğrenen organizasyon hedefine bir adım daha yaklaştırmak için yola döşenen parke taşları gibidir. Bu çabanın tam da merkezinde yer alan İK sorumluları ve kurum içi eğitim profesyonelleriyle eğitim tedarikçilerinin, fantezilerle zaman yitirmeden ve gündelik uğraşların ayrıntılarında kaybolmadan benimseyecekleri doğru perspektif, hakkettikleri itibarı sağlamada yollarını aydınlatacak niteliktedir.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *