Güçlü sosyal bağların organizasyon içinde stratejik bir öncelik halinde öne alınması, ortaya çıkan bu bağ yapısının şirket kültürüne ve değerlerine dahil edilmesi, uygulanacak bir çok modelden çok daha fazlasını ortaya çıkaracaktır.
Dijitalleşen dünyamızda, iletişim boyutu da hızla dijitale evrildi. İletişimimizde ortaya çıkan bu çarpıcı değişim, yalnızlık duygusu üzerinde farklı tartışmalar ve geniş araştırmalar yapmayı gerektiriyor. Araştırmalar, teknolojik anlamda en yüksek erişim ve bağlantı seviyesinde olmamıza rağmen yalnızlık seviyesinin 1980’lerin iki katına çıktığını söylüyor.
Yalnızlık gizli bir salgın
Acaba yalnızlık, içinde bulunduğumuz dönemde gizli bir salgına mı dönüşüyor? Teknolojinin ve yeni iletişim mecralarının bize sunduğu olanaklar bizleri sığ, derinliği olmayan ilişki zeminine mi çekiyor? İnsanın temel ihtiyacı olan, anlamlı ve derin ilişki kurmayı sağlayan güven, birlikte iş yapma, paylaşma gibi davranışlar bu evrilme ortamında ne derece beslenebiliyor?
İşletme Profesörü Sigal G. Barsade, “Yalnızlık diğer insanlardan tecrit olma ve uzaklaşma hissidir. Temelinde ise, kişinin ait olma ihtiyacı yatar” diyor. İşte tam da burada yalnızlık ve tek başına olma hallerini birbirinden ayırmamız gerekiyor! Tek başına olma halinde kişinin bir tercihi söz konusu ve tek başınalık bazı durumlarda kişinin ruhsal ve fiziksel gelişimine olanak sağlayabiliyor. Lakin yalnızlıkta, depresyon ile bağlantılı bir his ortaya çıkıyor. Yeni Zelanda’daki Canterbury Üniversitesi’nden Sarah Wright “Yalnızlıkta, kişi yeni ilişkilere girip içindeki sıkıntıyı aşmak ihtiyacı hisseder. Depresyonda ise bu sıkıntıya teslim olma söz konusudur” diyor.
Gallup araştırma sonuçları, iş yerinde güçlü sosyal bağlara sahip olmanın; yaptığı işe daha fazla odaklanarak çalışanın daha yüksek kalitede iş üretmesini desteklediğini, hastalık ve iş kazaları gibi olaylarda ciddi bir azalma sağladığını gösteriyor. Yalnızlık ve zayıf sosyal bağ, yaşam süresini azaltarak günde 15 sigara tüketmenin neden olduğuna benzer etki yaratıyor. Ayrıca yalnızlığın kardiyovasküler hastalıklar, demans, depresyon, anksiyete gibi hastalıklara zemin hazırladığı da yapılan araştırmalarda ortaya çıkan gerçeklerden.
Yalnızlığın panzehiri: Empati
Bir sonraki bölümde okuyacağınız, verimliliğe olumsuz etki edecek davranışlardan uzaklaşmamızı sağlayan etkenlerden biri, sosyal ilişkilerde empatidir. Duygusal zekanın diğerlerini anlama boyutundaki empati, yalnızlıktan uzaklaşmak ve duygusal çeviklik için önemli bir beceridir.
İyi hissetmek için empatinin (karşı tarafın duygu ve düşüncelerini algılama, anlama, fark etme, fark ettiğini fark ettirme) varlığı önemlidir. Bu sene yayınlanan bir makalede,4 empati üzerinde genlerin etkileri araştırılmıştır. “23andme” araştırmasına katılan 46,861 kişinin ortalama EQ değeri 80 üzerinden 46.4’tür. Çalışmaya dahil olan 24 bin 543 kadının EQ değeri 50.4 iken erkeklerin EQ değeri 41.9 olarak tespit edilmiştir.
Çalışmanın sonuçlarına göre, kadınlar genetik kodlamaları nedeniyle empati konusunda daha yetkindir.
Yaşanılan yalnızlık duygusunun yönetilmesinde empatinin, duygusal çeviklik üzerine anlamlı bir etkisi olduğu aşikardır.
Verimliliğe olumsuz etki
Kaliforniya Devlet Üniversitesi ve Wharton İşletme Okulu tarafından 672 çalışan ve 114 süpervizörünün yer aldığı 143 çalışma ekibi üzerinde yapılan araştırmada “Şirket içinde yalnızlık duygusu yaşayan bireylerin organizasyonlarından duygusal olarak uzaklaştığı ve işe bağlılık, konsantrasyon gibi iş yapma kalitesini olumlu etkileyecek davranışları göstermedikleri” tespit edilmiş. Bununla birlikte, bu kişilerin ekip çalışması performansını da olumsuz yönde etkiledikleri gözlenmiş. Sosyal bağlar, benlik saygısında ve özün yeterlilik düzeyinde artış sağlayarak, sürece dolaylı olarak katkı sağlar. Olumsuz hissedişleri, olumlu duygulara kaydırır, kişiye stresli durumlarla baş edebilme dayanıklılığını kazandırır ve sağlığında olumlu rol oynar. İş yeri yalnızlığı, onu yaşayan bireyden daha fazlasını etkiler.
Yalnızlık, hem kişişel sağlık sorunlarında hem de iş performansında göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur. Bu nedenle kişinin ve organizasyonun sağlığı için, yalnızlık “salgını” ile ilgili farkındalığı artırmak ve bu konuda yapıcı çözümler üretmeyi gerektirir.
Yalnızlık ile baş etmek için hem kişisel hem de organizasyonel bir çabaya ihtiyaç vardır.
Kişisel çabalar
Eğer kişi kendisini yalnızlık içinde buluyorsa, bu konuda birkaç önerim olacak;
Öncelikle bu yaşam senin! Sen yaşamına sahip çıkmazsan ve kendine hak ettiğin değeri vermezsen başkaları onu fark edemez.
Haydi artık başkalarının seninle ilgilenmesini beklemeden sen harekete geç, ilgi alanlarını gözden geçir, seni en mutlu eden konuya odaklan. İlk adımı sen at, ilk kahve içmeyi sen öner, yeni bir proje ortaya çıkar, yardıma ihtiyacı olana sen yardım teklif et. Bak bakalım nasıl değişiyor her şey……
Organizasyonel çabalar
Kişinin kendisi bu konuda çaba sarf etmeli, lakin organizasyonlarda da bu çabayı destekleyecek ve gereken zemini hazırlayacak liderlere ve yöneticilere önemli görevler düşüyor.
- Şirket içinde yapılan organizasyonlar, yerleşim planları, sosyal alanların yaratılması ve kullanılması nasıl planlanıyor?
- Şirket içi kaliteli iç iletişimi sağlayacak yöntemler ve yönlendirmeler nasıl uygulanıyor?
- Her şeyden önemlisi, oluşturulan şirket kültüründe çalışanlara değerli oldukları duygusu nasıl yaşatılıyor?
- Çalışanın değer duygusunu destekleyecek sosyal sorumluluk projelerini geliştirmek ve aktif katılımını sağlamak için hangi motivasyon yöntemleri kullanılıyor?

Liderler ve yöneticilerin şirket içindeki ilişki kalitesini değerlendirmesi, çalışanların gerçekten birbirlerine değer verdiği iletişim modellerini uygulamaya koyması süreçlere yardımcı olmaktadır. Güçlü sosyal bağların organizasyon içinde stratejik bir öncelik halinde ele alınması, ortaya çıkan bu bağ yapısının şirket kültürüne ve değerlerine dahil edilmesi, uygulanacak birçok modelden çok daha fazla etkisini ortaya çıkaracaktır. Çalışanlarınızı başkalarına yardım etme konusunda yüreklendirin. Ve bir yardım teklifi geldiğinde kabul etmenin, birbirini karşılıklı onaylayan güçlü bir bağı oluşturduğunun önemini vurgulayın.
Sonuç
Aslında üzerinde pek fazla konuşmadığımız, fark etsek bile etkisinin derin boyutlarını belki biraz küçümsediğimiz “iş yeri yalnızlığı” üzerinde konuşmak, yöntemler geliştirmek ve doğru uygulamalarla sonuca ulaşmak, hem kişilerin hem de organizasyonların her boyutta kazanmasına neden olacaktır.
Kaynakça:
- Murthy V. Work and the loneliness epidemic. Harvard Business Review [İnternet]. Uygun erişim: https://hbr.org/cover-story/2017/09/work-and-the-loneliness-epidemic
- Nordstrom T. Inc. [İnternet]. Uygun erişim: https://www.inc.com/todd-nordstrom/feeling-lonely-at-work-it-could-be-destroying-your-potential-heres-what-to-do-about-it.html
- Wright SL. Loneliness in workplace: construct definition and scale development. University of Canterbury.
- Warrier ve ark. Genome-wide analyses of self-reported empathy: correlations with autism, schizophrenia, and anorexia nervosa. Translational Psychiatry 2018; 8 (35). [İnternet]. Uygun erişim: https://www.nature.com/articles/s41398-017-0082-6
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir