e-Öğrenme ve Türkiye Macerası

E-öğrenme Türkiye’de yeni nesil öğrenme ve gelişim modeli olarak kendine bir yer edinmiş bulunmaktadır. Ülkemizde de e-öğrenme artık, internet veya kurum bilgisayar ağları üzerinden sunulan öğrenme içeriklerini, sağlanan öğrenme ortamlarını, öğrenmeyi destekleyen CD-ROM’ları ve bilgisayar ağları üzerinden gerçek zamanlı gerçekleştirilen eğitim faaliyetlerini kapsayan oldukça geniş bir kavram ve etkileşimli bir öğrenme modelidir. Bu alandaki yeni eğilimler: 1. Sınıf eğitimlerinin e-öğrenme modeli ile desteklenmesi 2. e-Öğrenme ölçme ve değerlendirme araçları 3. Sanal sınıf uygulamaları 4. Karma eğitim modelleri 5. Simulasyon tabanlı öğrenme modelleri.

Türkiye’deki ilk kurumsal e-öğrenme uygulamaları için şirketler 1999 yılını beklemek zorunda kaldı. Bu arada 1990’ların başında Amerika’da öncelikle benimsenen sanal sınıfların Türkiye’de hala bir iki şirkette uygulanıyor olması şaşırtıcıysa da, internet hızlarıyla birlikte bu uygulamanın da artması beklenmektedir. 

Türkiye’deki ilk örnek 1999 yılında başlatılan Turkcell Sanal Sınıf uygulamasıdır. Bu projede eş zamanlı sanal sınıf ve eş zamanlı olmayan e-öğrenme modeli birlikte uygulanmıştır. Proje şu anda Turkcell LearnLand adı ile Turkcell ve grup şirket çalışanlarına hizmet sunmaya devam etmekte, onlarca farklı konuda e-öğrenme içeriği sunmaktadır. 

Aynı yıl içinde ilk adımları atılan bir diğer e-öğrenme uygulaması ise, Garanti Bankası ve Doğuş Grubu şirketlerine e-öğrenme içerikleri sunan Humanitas Sanal Eğitim Merkezi olmuştur. Türkiye’de ilk eğitim yönetim sistemi yazılımı uygulaması içeren e-öğrenme projesi olarak, on binlerce adam x saat e-öğrenme uygulaması ile en kapsamlı projeolmuştur. Halen Garanti Sanal Eğitim adıyla hizmet sunmaktadır. 

2000 yılı içinde ilk adımları atılan İş Bankası e-öğrenme projesi Türkiye’nin bir diğer ilk e-öğrenme uygulamalarındandır. 2002 yılından itibaren eğitim yönetim sistemi yazılımı üzerinden 7.000 adam x eğitim sunmuştur. Şu anda, gerek kişisel ve profesyonel gelişim eğitimleri, gerekse SPK lisanslama sınavı hazırlık eğitimleri ile kalabalık bir eğitim kataloğuna sahip olan projede, online ölçme ve değerlendirme sistemi de yoğun olarak kullanılmaktadır.

Türkiye’deki ilklerden sayılan bir diğer kurumsal e-öğrenme uygulaması ise, Pfizer e-Kampüs uygulamasıdır. Türkiye’de değişim yönetimi ve iletişim araçlarının kullanılarak e-öğrenme lansmanının yapıldığı ilk e-öğrenme projesidir. Proje için bir marka oluşturulmuş, bir maskot geliştirilmiş ve teaserlar yardımıyla proje lansmanı gerçekleştirilmiştir.

Bir diğer ilk uygulama ise, Başak Emeklilik, o günkü adıyla Başak Sigorta e-öğrenme uygulamasıdır. Genel Müdürlük çalışanları, acentalar ve Ziraat Bankası bazı şube personelini hedef alan proje, Türkiye’de o tarihe kadar en kapsamlı lansman çalışması uygulayarak satış eğitimlerini ilk defa e-öğrenme ortamına taşıyan proje olarak özel bir yere sahiptir.

Türkiye’de ağırlıklı olarak eş zamanlı olmayan e-öğrenme modellerinin tercih edildiği söylenebilir. Yukarıda ilkler arasında değinilen projeler dışında, hayata geçmiş veya geçmek üzere olan çok sayıda kurumsal e-öğrenme projesi vardır. Finans ve üretim sektöründe ağırlık kazanmakla birlikte telekomünikasyon, ilaç, dağıtım, ulaşım ve öğretim kurumları gibi sektörlerde de yaygın uygulamalardan söz edilebilir.

Yeni Eğilimler

Bugün gelinen noktada, e-öğrenme Türkiye’de yeni nesil öğrenme ve gelişim modeli olarak kendine bir yer edinmiş bulunmaktadır. Ülkemizde de e-öğrenme artık, internet veya kurum bilgisayar ağları üzerinden sunulan öğrenme içeriklerini, sağlanan öğrenme ortamlarını, öğrenmeyi destekleyen CD-ROM’ları ve bilgisayar ağları üzerinden gerçek zamanlı gerçekleştirilen eğitim faaliyetlerini kapsayan oldukça geniş bir kavram ve etkileşimli bir öğrenme modelidir. Bu alandaki yeni eğilimler: 

  1. Sınıf eğitimlerinin e-öğrenme modeli ile desteklenmesi: Sınıf eğitimi öncesinde katılımcıların eşit bilgi seviyesine ulaşması e-öğrenme ile mümkün olmaktadır.
  2. e-Öğrenme ölçme ve değerlendirme araçları: Herhangi bir konudaki bilgi, kısa sürede test edilebilmekte ve gerekli adımlar hızla planlanabilmektedir. Geleceğin eğitim modellerinde giderek daha çok kullanılacağı görülmektedir.
  3. Sanal sınıf uygulamaları: Artan internet hızlarına bağlı olarak yeni uygulamaların da arttığı ve süratle geliştiği görülmektedir.
  4. Karma eğitim modelleri: Kullanıcıların bilgi ve tecrübelerini, gerek sanal dünyada ve gerekse gerçek sınıf ortamlarında yüz yüze paylaşmalarını sağlayarak, öğrenmenin etkinliğini önemli ölçüde artırmaktadır.
  5. Simülasyon tabanlı öğrenme modelleri: Gelecekte giderek daha çok uygulanacak olan online simülasyonlar, katılımcılara deneyerek ve yaşayarak öğrenme fırsatları sunmakta ve öğrenme katsayısını yükseltmektedir.

Internetin tüm dünyada ve Türkiye’de gelişimi ile hızlı bir ivme kazanan e-öğrenme uygulamaları, şüphesiz ki önümüzdeki dönemde şirket eğitim ve gelişim uygulamaları ile yetişkin eğitimine yeni boyutlar getirmeye devam edecektir.

Diğer Makaleler

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi