Henüz koçluğun böylesine popüler olmadığı yıllarda çeşitli alanlarda başarılı olmuş kişilerle çalışma fırsatı bulmuştum. Girişimci kişilikleriyle başarılı işler kurup büyütmüş iş liderleri, kurumlarını ön sıralara taşımış profesyoneller, parlak kariyerler inşa etmiş meslek sahipleri, özgün tarzlarıyla saygınlık kazanmış sanatçılar, özlenen zaferlere imza atmış spor adamları… Başarılı insanların hiçbir şeyden kolay tatmin olmayan, elde ettikleriyle yetinmeyen, sürekli “iyi, daha iyi, en iyi” için didinen insanlar olduklarını, en iyiyi gerçekleştirmek için mücadele ederken, kendi içlerinde de fırtınalar yaşadıklarına tanık olmuştum. İş hayatında koç, insanları bulundukları noktadan alıp daha ileri noktalara taşımak için onlara eşlik eden kişidir. Koç aynı zamanda güvenilir bir dosttur ve dilimizdeki “arkadaş” sözcüğüyle yakınlığı vardır. İş hayatının en önemli yönlendiricileri olan yöneticilerin değişim ve gelişimini sağlayan, bireysel koç kişilere, henüz sorunlara saplanmadan, kısır döngülere girmeden yardım elini uzatan bir profesyoneldir. Üst düzey yönetim ve İK ile el ele koçluk süreci kurumun stratejik gelişimini destekler.
Henüz koçluğun böylesine popüler olmadığı yıllarda çeşitli alanlarda başarılı olmuş kişilerle çalışma fırsatı bulmuştum. Girişimci kişilikleriyle başarılı işler kurup büyütmüş iş liderleri, kurumlarını ön sıralara taşımış profesyoneller, parlak kariyerler inşa etmiş meslek sahipleri, özgün tarzlarıyla saygınlık kazanmış sanatçılar, özlenen zaferlere imza atmış spor adamları… Başarılı insanların hiçbir şeyden kolay tatmin olmayan, elde ettikleriyle yetinmeyen, sürekli “iyi, daha iyi, en iyi” için didinen insanlar olduklarını, en iyiyi gerçekleştirmek için mücadele ederken, kendi içlerinde de fırtınalar yaşadıklarına tanık olmuştum.
İnsanlar yükseldikçe, davranışları, tarzları ve çevrelerinde yarattıkları etki hakkında giderek daha az “doğru” ve “gerçekçi” bilgi almaya başlarlar. Çevrelerinde sürekli alkışlayan, onaylayan ya da yönlendiren sınırlı sayıda kişilerden bir koza oluşur. Giderek kendilerini değerlendirme ölçütleri kısıtlanır. Başarılar kişiyi doğrulayan ve haklı çıkaran tek gerçeklik haline gelir. Nesnel gerçekliği sınayacak kaynaklar azalır; yukarılardan bakıldığında eksikler, hatalar seçilemez olur, kör noktalar oluşur. Kişiye görüntüsünü birebir yansıtacak bir ayna, sesini yankılayacak bir yamaç lazımdır.
Bireysel koçluk, işte bu görevi üstlenir. Elde edilen parlak başarıların gölgelediği, ancak keşfedilmeyi ve harekete geçirilmeyi bekleyen iç zenginliğin başka yönlerini gün yüzüne çıkarmayı amaçlar. Özellikle de iş hayatının acımasız temposu içinde, çoğu yöneticinin kendisine zaman ayıracak ve dikkatini verecek usta bir dinleyiciye ihtiyacı vardır.
“Koç” deyimin kökeni
Özgün anlamıyla “Coach”, insanları bir yerden bir yere taşıyan demektir. Bugün de İngilizcede şehirlerarası yolcu otobüslerine “coach” denir. Daha da geriye gidersek, “coach”, tarihte ilk kez Macaristan’ın Kocs köyünde yapılan ve adını da oradan alan “yaylı araba” demektir.
İş hayatında da koç, insanları bulundukları noktadan alıp daha ileri noktalara taşımak için onlara eşlik eden kişidir. Koç aynı zamanda güvenilir bir dosttur ve dilimizdeki “arkadaş” sözcüğüyle yakınlığı vardır. Arkadaşın aslı “arkataş”tan gelmekte: Orta Asyalı Türk savaşçılar, düşman oklarına karşı kendilerini güvene almak için arkalarını taşa dayarlarmış. Koç da sırtımızı dayayabileceğimiz, güven veren kişidir.
Koçun zor görevi
Çoğumuz başkalarının değişmesi gereken davranışlarını görürüz ve neden değişmediklerine şaşarız. Sıra kendi davranışlarımıza gelince, değişmenin hiç de kolay olmadığını farkederiz. Hele başarı kazandıkça değişmek daha da zorlaşır. Her şey yolunda giderken, insan neden değişmeli? Başarılı insanların başarılarına zarar veren davranışlarını değiştirmek, bireysel koçları en çok zorlayan konulardan biridir. Bir bireysel koçun, insanların değişmesi gereken yönlerinin onlara ne çok şey kaybettirdiğini gösterebilmesi ve onları değişmeye ikna etmesi gerekir.
Neden yöneticiler mercek altında?
Bireysel koçluktan en çok yararlanan grubun başında yöneticilerin gelmesi bir raslantı değil. İş hayatının ilk yılları görevlerin iyi yapılmasını öğrenme, ustalaşma, işinde başarılı olma evresidir. Başarı yönelimi, hedeflerini belirleme, bu doğrultuda inisiyatif kullanma, zorluklar karşısında sebat etme, yerine göre hesaplı riskler alma bu yıllarda şekillenir. Bu ölçütleri yerine getirebilenler ilerler ve yükselirler.
Yöneticilik rolüne geçiş köklü bir değişim gerektirir; çünkü oyunun kuralları değişmiştir. Bu geçiş aşamasında lider davranışı kazanmak için yöneticilerin kişisel gelişim sürecinden geçmesi gerekir. İşte bireysel koç bu aşamada devreye girer.
Yöneticinin, kurumun stratejik hedefleriyle uyumlu liderlik yetkinlikleri ve becerileri geliştirmesi istenir. Koçluk sürecinde gelişim hedefleri kurumsal hedeflerle uyumlu olmalı, somut, gözlenebilir ve iş sonuçlarına doğrudan katkısı olan beceriler geliştirilmelidir. Bu ilişki kurulmadan yapılan koçluk, kurumsal düzeyde anlamlı olmaktan uzak kalır.
Bireysel koçluk, kurum dışından bir danışman tarafından verilen bir hizmettir. Başlıca çalışma alanları:
- Yeni bir duruma uyum amaçlı koçluk: Yeni bir pozisyona ve yeni bir projeye uyum.
- Performans koçluğu: Hedefe ulaşmayı zorlaştıran kişisel engelleri ortadan kaldırma.
- İlişkilere yönelik koçluk: Ekip içinde, kurum içi ilişkilerde, astlar, eşitler ve üstlerle ilişkilerde, müşteri ilişkilerinde uygun ilişkiler kurma.
Sonuç
İş hayatının en önemli yönlendiricileri olan yöneticilerin değişim ve gelişimini sağlayan, bireysel koç kişilere, henüz sorunlara saplanmadan, kısır döngülere girmeden yardım elini uzatan bir profesyoneldir. Üst düzey yönetim ve İK ile el ele koçluk süreci kurumun stratejik gelişimini destekler.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *