“Lütfen kelimesi beşeri ilişkilerin eşsiz anahtarıdır.” Halkla ilişkiler ne “el çabukluğu ne marifetle” meydana gelen bir alicengiz oyunu, ne de büyücülüktür. Yöneticilik, satış, pazarlama, reklamcılık veya finansal konularda bilginizi geliştirirken tüm davranışlarınızı belirlemenize yardımcı olan halkla ilişkiler gibi destekleyici bir yöntemi ihmal etmemelisiniz. Halkla İlişkilerin kuralları vardır ama onlar kişinin elinde yoğrulurlar ve yarışı kazanan en yetenekli olandır.
“Lütfen kelimesi beşeri ilişkilerin eşsiz anahtarıdır.”
Halkla ilişkiler ne “el çabukluğu ne marifetle” meydana gelen bir alicengiz oyunu, ne de büyücülüktür. Yöneticilik, satış, pazarlama, reklamcılık veya finansal konularda bilginizi geliştirirken tüm davranışlarınızı belirlemenize yardımcı olan halkla ilişkiler gibi destekleyici bir yöntemi ihmal etmemelisiniz. Halkla İlişkilerin kuralları vardır ama onlar kişinin elinde yoğrulurlar ve yarışı kazanan en yetenekli olandır.
Herkes prodüktördür ve bir yerde kendini yaratır. Her sabah uyandığınız andan itibaren bu kabiliyetinizi kullanmaktasınız. Bugün nerelere gitmem gerek? Kimleri göreceğim? Nasıl bir etki uyandırmak istiyorum? Dikkat ederseniz hep ortaya bir eser çıkarmakla meşgulüz. Kendi kendine “Bu tıraş beni bugün idare eder.”, “Çorabımın kaçığı arkada kaldı. Kimse fark etmez” diyenler iyi prodüktör olmayanlardır.
Kişiler gerek şirket içinde gerekse dışında iyi ilişkiler kurmak ve sürdürmek zorundadırlar. Başkalarıyla olumlu ilişkiler kurmak gerçekte çok zordur.
Şimdi de ilişkilerin düzenli gitmesi için bazı öneriler:
Teklif edin, emir vermeyin. “Bize şu bilgiyi vermeniz lazım” YANLIŞ, “Size hangi bilginin gerektiğini söyleyeyim” DOGRU.
Kendi fikrinizi söylemeden karşınızdakini dinleyin. Konuşmadan önce düşünün, teklif ve rica sözcükleriyle beslenen cümleler çok kapı aralar.
Seçim Hakkı tanıyın. Burada beklemeyi mi, yarım saat sonra yeniden gelmeyi mi tercih edersiniz?” Ufak noktalarda bile karşınızdakinin fikrini sorun. Bu davranışınız karşınızdakini memnun edecektir.
Müspet konuşun. “Getirmezseniz veremem” değil, “Getirdiğinizde derhal öderiz”. “Havale servisi burada değil” yerine “Havale servisimiz karşıda, lütfen buyurun”.
İnsan ilişkilerinin ustaları öyle yumuşak davranırlar ki reddedildiğinizi anlamazsınız…
İşbirliği sağlanmasında ukalalık daima olumsuz etki yapar. Başkalarının iyi taraflarını görün ve bunları ona söyleyin. İnsanların arkasından da iltifat edin. Bu en iyi tür dedikodudur.
Çeşitli duygular hiç konuşmadan vücut hareketleriyle ifade edilebilir. Nefret, ‘bana ne’ anlamında omuz silkmek, kafanın ‘sana inanmıyorum’ der gibi sallanması… Bu tarz jestler ilişkileri rencide eder. Karşınızdakinin yüzüne bakarken çok dikkatli olun, yanlış bir düşünceye kapılmasın.
Konuşmada ses tonu da önemlidir. Arkadaşça, cesaret verici, emin, güvenli tonlar kullanmanız gerekir. Telefon etmekten kaçınmayın. Olumlu gitmiş bir iş toplantısından veya karşılaşmadan sonra telefonla teşekkür edin. Gönül alın, hal hatır sorun, bir özellik hatırlarsanız ondan bahsedin.
Örneğin;
“İşaret ettiğiniz noktayı ben fark etmemiştim, konuşmanızı çok ilginç buldum?” Şahsın adını söylemekle başlayın ve adını tekrarlayın. Bilmiyorsanız sorun ve not edin. Telefonu açınca nezaketle ve açık konuşun. Kalem, sigara, çiklet gibi şeyleri ağzınızdan çıkarın. Günlük kelimeler kullanın, dinlerken not alın, sesleri hatırlarsanız belli edin, karşınızdaki bundan hoşlanacaktır. Konuşmayı nezaketle sonuçlandırın ve gerekirse bir kez özetleyin.
Kartvizitinizin üzerinde isminiz, unvanınız ve doğru iletişim bilgileriniz olsun. Tanıştıklarınıza kartınızı verin, size verilen kartların üzerine ise hatırlatıcı notlar alın. Yılın önemli günlerinde veya kutlamalarda o kartvizitleri gözden geçirip kendinize bir dostluk çemberi oluşturabilirsiniz.
Siz tüm zamanınızla kuruluşunuzun bir temsilcisisiniz. Görev başındaki davranışlarınızda; ciddi ve güler yüzlü olun. Şakalaşmayın, nükteli konuşmayın, saygısız olmayın. Gelişigüzel çalışmayın. Ciddi olun, düşünün, telaşlanmayın, yol gösterici olun.
Noksansız bilgi verin. Tahmin yürütmeyin, ezberleyemiyorsanız listelere bakın ve listeleri de yakında tutun.
Konuşurken yüzüne bakın. Müşterinin işi başka serviste de olsa selamlayın. Adını, biliyorsanız unvanını kullanın.
İlgilendiği şey hakkında soru sorun. Ama sorularınız siyasetle ilgili olmamalı, özel hayatına ise asla değinilmemelidir. Yumuşak bir ton kullanın. Dikkatle dinleyin.
Her işe önem verin. Yaşlı, genç… Kimseyi hor görmemelisiniz.
İnandırıcı olun, söz tutun. Bir şeyin en iyisini yaptığını söyleyen şüphe uyandırır. “Bizde hata yapılmaz” değil de “Hata yapılsa da çok nadirdir” sözü daha inandırıcıdır.
Söz verirken çok cömert olmayın. Ama söz verince de mutlaka yerine getirin.
Son olarak:
Emin bir ses tonu ile konuşun. Adımlarınızı emniyetle atın. Otururken ve ayakta dururken bütün hareketlerinizde kendinizden emin olduğunuzu karşınızdakine hissettirin.
Görev dışındaki davranışlarınızda ise çevrenizde kötü tanınanlarla arkadaşlıklar kurmayın.
Özel hayatınıza dikkat edin. Bilgi ve çalışkanlık kadar doğru bir yaşam tarzı da güveni arttırır.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir