Dört Yılın Ardından

Değerli Kaynak Dostlarımız, 2000 yılından bu yana kesintisiz bir şekilde yayınladığımız dergimiz için 2019’un sonunda önemli bir dönüm noktası yaşadık. “Geri Bildirim” başlıklı 80. sayımızı basılı olarak okuyucularımıza ulaştırmanın ardından, 2020’de COVID-19 pandemisi dünyayı etkisi altına aldı ve hayatımızın her alanında olduğu gibi yayıncılık sürecimizi de derinden etkiledi. İş yapış biçimini dönüştüren bu dönem, dergimizin ulaşım yollarını da yeniden şekillendirdi. Dijitalleşmeyi fırsat bilerek, içeriklerimizi daha geniş kitlelere ulaştırdık ve böylece bilgi paylaşımının sınırlarını genişlettik. Bu dönüşüm, dergimize ulaşılabilirliği artırarak, okuyucularımızla olan bağımızı daha da yaygınlaştırdı.

2023 Aralık ayında yayınladığımız 96. sayımızla birlikte dört yıl geçti. Bu süreçte, her biri kendi alanında benzersiz ve yenilikçi yaklaşımlar sunan toplam 16 sayı çıkardık. Bu 16 sayı, 12 özgün temaya odaklanarak, disiplinimizin çeşitliliğini ve derinliğini yansıtan zengin içerikler sundu. Baltaş Grubu olarak bilgiyi sadece paylaşmakla kalmayıp, aynı zamanda pandemi koşullarında topluma ve iş hayatına ışık tutan, araştırma analizleri gerçekleştirdik. Umut ve ilham veren makalelerimizle, bu zor zamanlarda okuyucularımıza rehberlik ettik. İleride de bu etkiyi artırarak, alanımızda öncü rolümüzü sürdürmeyi hedefliyoruz.

Mentorluk: Mentorluk, çalışanın sadece mesleki yeterliliğini artırmasına değil, hayatındaki tüm roller için tutum ve davranışlarını olgunlaştırmasına aracılık eden bir gelişim yolculuğudur. Mentorlukta deneyimli ya da daha kıdemli çalışanın deneyimsiz ya da daha genç çalışanla eşleştirildiği geleneksel modeller kadar, öğrenmeyi ters düz eden, tersine mentorluk gibi yenilikçi yöntemlerle de karşılaşılmaktadır. Tüm bu mentorluk uygulamalarında, çalışan ve kurum arasında kurulan köprünün sadece karlılığı artırma kaygısıyla değil, çalışanın anlam bulma ihtiyacıyla da kurgulanması önemlidir.

Yeni Normlar: Norm, yazılı veya yazılı olmayan, kabul edilmiş kurallardır. Bireylerin hangi durumda neyi, nasıl yapacağını belirler, yeni sosyal yapılar oluşturur. Değişimin hızı kalıp yargılardan kopuşu ve yeni kurallar oluşturma ihtiyacının ivmesini artırıyor. Sağlığı riske sokan koşullar karşısında yeni normların oluşması ve benimsenmesi zorunludur. İş ve günlük yaşamdaki alışkanlıklarımızı değiştirmek öncelikli konumuz oldu. Teknoloji ve aşılama gibi bazı konularda yapılmış olan çalışmaların sonuçları hızla hayatımıza girerken, yaşam alanlarımızı hiç düşünmediğimiz kadar daraltmak ve iş özel yaşam sınırlarını aynı mekânda düzenleme koşuluyla karşılaştık. Böylesine zorlayıcı dönemde toplumsal ve kişisel faydayı bireysel güdülerin önüne geçirmek ve birlikte var olma bilinciyle mücadeleyi sürdürmek gerekiyor. Bilim insanlarının buluşları, iş yapış biçimlerinin ve yaşam koşullarının farklılaşması normları değiştiriyor. Normal farklı bir boyuta evriliyor.

COVID-19 Döneminde Stres: Kriz zamanlarında süregelen belirsizlik, soru sorma cesaretimizi kırabilir ve bilmediklerimizin kaygısı, bildiklerimizi uygulamayı zorlaştırabilir. Ölçümlerden ve durum analizlerinde elde edilen bilgi psikolojik ve bedensel sağlığı korumakta yol gösterir. Bireyin ve kurumların stresi yönetebilme becerilerini yükseltmek için; farklı düzeylerdeki anlamları çözmek, yararlı yöntemleri önermek ve deneyerek fayda sağlayacak uygulamalara dönüştürmek gerekir. Koşullara uyum sağlamayı kolaylaştıran bu bütünsel anlayış, özel yaşamı ve iş yaşamını sağlıklı ve verimli kılmaya öncülük eder.

Önyargıları Anlamak: II. Dünya Savaşı sonrasında Dünya Sağlık Örgütü tarafından oluşturulan tam iyilik hali tanımı genişletilerek yedi boyutta çıkarıldı; bunlar duygusal, zihinsel, fiziksel, sosyal, çevresel, finansal ve manevi iyilik halleridir. Sürdürülebilir kurum kültürünün beş özelliği de önyargılar dışında karar almayla doğrudan ilişkilidir.  Bunlar; “işi net bir şekilde anlamak (ciro, gelir-gider dengesi, kar), liderlik zihniyeti, kurumsal öğrenmenin güçlendirilmesi, uzun dönemli dönüşümlere hazır olmak ve çalışanların yeni davranışları benimsemesi”dir. Bir yandan sürdürülebilir bir iş yaşamı, öte yandan çalışanın tam iyilik hali iç içe giren kavramlar olarak adeta stratejik bir zorunluluk haline geldi.

Önyargıları Yönetmek: Bilişsel önyargılar konusundaki müdahaleler; önyargıları tanıma, yüzleşme, azaltma, hafifletme, arınma çalışmaları ya da önyargısız uygun seçim için “nudge” olarak adlandırılan davranış mimarisiyle yapılıyor. Kişisel önyargılarla yüzleşmek için yapılan ölçümler, önyargı çeşitlerinin tanıtıldığı eğitimler, video veya simülasyonlar insanın çeşitli bilişsel önyargılarını tanıma ve azaltma becerilerini geliştiriyor. Derin arkaik yapılarda varlığını sürdüren önyargıyı azaltmanın basit bir süreç olmayacağı aşikârdır. Ancak araştırmalar bu teknikleri kullanmanın bilişsel önyargıları hafifletme şansı verdiğini gösteriyor.

Çalışan Deneyimi: Yeni çağın sorunları eskisinden farklı ve yenilikçi yollar bulmak için anlamak yetmiyor. Bağ kurmak ve bu bağı sürdürmek, ilerlemeyi mümkün kılıyor. Bağ kurmak, tanımak, üretmek, uygulamak ve test etmek. Tasarım odaklı düşüncenin bu beş adımı kullanıcıların sorunlarına çözüm bulmayı ve kullanıcı deneyimini iyileştirmeyi amaçlıyor. Benzer şekilde, çalışanla bağ kurmak, ihtiyaç ve sorunlarını tanımak, onu ofis yaşantısıyla sınırlı kalıpların dışında düşünmek, sınırlarını aşacağı, yeni deneyimlere onu teşvik etmek ve tüm bu süreçte ondan geri bildirim almak, çalışan deneyimini iyileştirmeye hizmet ediyor.

Emek Yanlısı İnovasyon: Teknoloji, iş süreçlerinin iyileştirilmesine katkı sağlasa da, iş gücünün sürdürülebilirliği konusunda soru işareti yaratıyor. Kolaylaştırıcı teknolojiler çalışanlara mevcut işlerinde destek olarak hata payını düşürüyor, zamandan tasarruf sağlıyor, üretimi ve hizmeti katlayarak verimliliği artırıyor. Ancak otomasyona bağlı iş kaybı, emeği dışlayarak işsizlik rakamlarının tırmanmasına yol açıyor. Yapay zekânın rutin manüel ve zihinsel işleri üstlenmesinin neden olduğu bu eşitsizlik, kurumların iş yapış biçimlerini düzenleyecek bazı kurallara ihtiyaç duyuyor.

Metaverse: Metaverse, sanal dünyanın fiziki dünyayla bütünleştiği, bu yönüyle gerçekliği alternatif bir boyuta taşıyan yeni bir var oluş şekli sunuyor. Bu var oluş şekli kullanıcıların aynı zamanda onu inşa eden içerik üreticileri olmasına imkân veriyor. Yeni boyutuyla hayatımıza giren bu teknolojinin hangi mecralarda işlevsel hizmet sunacağı henüz net değil. Farklı platformlar,  senaryolar ve deneyimler bu alanların tercihleri üzerindeki kararımızı etkileyecek.

Analitik Mükemmellik: Farklı kanallardan gelen veriyi ilham verecek bir şekilde kullanabilmek için analistlerin yetkinlikleri hız ve nitelik açısından beş boyutta ele alınıyor. Bunlar; ilgili ve umut verici veriyi toplama, veriyi kullanıma hazırlayan yazılım becerisinin gücü, veri özeti matematiğine aşinalık, veri görselleştirme becerisi ile veri özetinin zihinde düşünceyi harekete geçirecek düzeyde olması ve paydaşların bu veriden yararlanma olasılığını artıracak olan iletişim becerisidir. Hızı nitelik kadar önemli yapan değişen yaşam koşullarıdır. Bir gün önce alınan kararın geçerliliğini, neyin değiştiğini ve neleri etkileyeceğini saptamak ayrı bir çalışma konusu oluyor. Dolayısıyla, hız kesmeden doğru sonuç almak için ön yargısız ve ileri düzey bir analiz becerisine ihtiyaç duyuluyor.

Afetlerin Yol Açtığı Zor Zamanlarda Yaşamak: Bu coğrafya yatay ve dikeyde bizi birbirimize bağlıyor. Dikeyde Güney Doğu Anadolu’da yaklaşık 12.000 senelik tarihi ile Göbekli Tepe var. Dünyada bilinen en eski tarihî yapı olması nedeniyle bazı kaynaklarda “tarihin sıfır noktası” olarak anılıyor. Yatayda ise bir baştan diğer başa uzanan coğrafyamızda fay hatları adeta birbirini kovalıyor. 2023’te, yüzüncü yılda güçlü Türkiye ve medeniyet söylemlerimize rağmen bu coğrafyanın yeni bir Anadolu katmanını daha yutmasına göz yumduk. Son büyük deprem alanının yıkıkları, imar belgeleri, binalar ve insan hikayeleri bir tarih bilinci katmanı olarak korunmalıdır. Böylece tarih sayfasından silinenler insanlık hafıza tarihinden silinmez. Hataların üstü örtülmezse yaşam içinde kalır ve üstesinden gelmek için çaba gösterilir.

Psikolojik Güvenlik: Güven, eylemle inşa edilirken, psikolojik güvenlik güven algısından kaynaklanan duyguyu öne çıkarıyor. Psikolojik güvenliğin var olması için önce güven gerekiyor. Güven, eylemde tutarlılıkla ve zamanla gelişiyor. Bununla birlikte, güvenin olduğu bir kültürde bile psikolojik güvenlik eksik kalabiliyor; çünkü ekip üyeleri hala kendilerini ifade etmenin veya hata yapmanın olumsuz sonuçlarından korkabiliyor. Öğrenme zihniyetinin benimsenmesi ve yaşamsal kuralların geliştirilmesi kültürünün temelini oluşturur. Dolayısıyla psikolojik güvenliği sağlamak ve sürdürmek, zorlu konuşmalar veya çatışmalarla başaçıkabilmek için bilinçli ve kurumun geneline yayılacak bir çabaya ihtiyaç duyuluyor.

İş Yerinde Şefkat: Türk kültüründe şefkat göstermek ve değer bilmek geleneksel olarak iş pozisyonlarıyla bağlantılı olagelmiştir. Bu ilişki çerçevesi üst’ten ast’a ve ast’tan üst’e gösterilmesi beklenen duyguları tanımlar. Yönetenden şefkat göstermesi, çalışandan da bu yaklaşımın değerini bilmesi beklenirdi. Bu anlayış 21. yüzyılda format değiştirmiştir. Şefkatli liderlik, çalışana bahşedilecek bir duygu olmanın ötesinde, insana verilen değeri içine alan bir anlayıştır. Kurumsal verimlilik ve mükemmellik, şefkati kapsayan ilişkiler kurulmasıyla gerçekleşir. Psikolojik güvenlik kültürünü hedefleyen bir kurum bunu şefkatli liderlik anlayışıyla hayata geçirebilir.

Kaynak Baltaş Seçmeler 2020-2024, yayınımızda son dört yıl içinde güncel olan konuları bir araya getirdik ve geniş bir bakış açısıyla ele alarak kolayca yararlanacağınız ve kitaplığınızda yer vereceğiniz bir seçki yaptık.

Prof. Dr. Zuhal Baltaş

Kurumsal Mentorlukta Yönetim Kültürü ve Yöneticilerin Zihin Yapılarının Önemi

Bir mentorluk programının başarısı ve programdan beklenen faydanın gerçekleşmesi, başta karar vericiler ve özellikle de tepe yönetimi olmak üzere, mentorluk programını organize eden ve mentorluk ilişkisine giren tarafların zihin yapılarının uygunluğuna ve uyumuna bağlıdır.Kurum kültürüne şekil veren ve kurum içerisinde yapılandırılmış mentorluk uygulamasını başlatmak ve mentor olarak sürece katılmak isteyen yöneticilerin “zihin yapılarının bilinçli hale gelmesi” yani, daha yapıcı, daha esnek, daha öğrenen bir zihniyet modeline geçmesi ve bunu da mümkün olduğunca sürdürülebilir kılması gerekir. Kurumsal “yapılandırılmış mentorluk programı” sadece insan kaynakları departmanının istemesi ve inisiyatifiyle hemen başlatılıp yürütülecek bir program değildir. Programın başlatılması, sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve beklenen sonuçların alınması, diğer birçok yönetsel karar ve uygulamada olduğu gibi, tepe yönetimin zihin yapısı ile ilgilidir. Zihin yapısının sürecin sonuna kadar “öğrenen” model olması ve bu konuda dikkat edilmesi gerekenleri bu makalede bulabilirsiniz.

Ozon Tekstil’de Yalın ve Mentorlukla Gelişime Yolculuk

Yalın düşüncede en önemli kavram insanı geliştirmek, değere odaklanmaktır. Yalın düşünce ve mentorluk birleştiğinde performansı iyileştirmek için güzel bir etki yaratır. Yalın prensiplerini uygulayan kurumlar aynı zamanda mentorluk ve performans için de geliştirici adımlar atmış olurlar. Kendi süreçlerini geliştirmek için “ Geleceğin Liderleri” programına katılan “Ozon Tekstil” süreç dâhilinde Hogan Assesment Systems’ın, “Hogan Kişilik Ölçümü”, “Hogan Baskı Altında Eğilimler Ölçümü”, “Hogan Değerler ve Yönelimler Ölçümü” kullanıldı. %90 ile en etkin öğrenme biçimleri arasında yer alan mentorluk ve koçluk ile öğrenmenin önemi tekrar vurgulandı. Bu doğrultuda geleceğin liderleri programına seçilen bazı kişiler için “Kurum İçi Mentorluk” programı başlatıldı.

Online Döngüsel Mentorluk

Mentor-Menti ilişkisi iş hayatında “Bilgelik ve Zindelik” kavramları olarak karşınıza çıkar. Bu süreç her iki tarafın da birbirlerinden öğrendikleri, beslendikleri döngüsel bir süreçtir. Döngüsel süreçte mentorun ve mentinin kendini tanıması önemlidir. Tarafların kendilerini daha iyi tanımaları, mentorluk sürecindeki güçlü ve geliştirmeleri gereken durumların sağlanması gerekir. Öğrenen kurum kültürü yaratmak ve çalışanları arasında çift yönlü öğrenen kurum kültürü oluşturmak için düzenlenen programlar, “Döngüsel Mentorluk Programı” ve “Gelişime İnanmanın Gücü” programı Aydem Enerji ile Covid19 pandemisi sebebiyle online olarak katılımcıların çalışmalarıyla tamamlandı.

Çıraktan Ustaya: Tersine Mentorluk

Mentorluk deneyimli ustaların deneyimsiz çırakları yetiştirmesidir. Ama artık işlerin tersine dönüp çırakların ustalara mentorluk etme zamanı geldi. Bu makalede, iki farklı kuşağı bir araya getirerek geçmişi ve geleceği birleştiren, iki nesle birden ilham veren tersine mentorluğun hem kurum verimliliğine, hem de çalışan ve müşteri mutluluğuna katkısını anlatılıyor.

Mentorluk ve Kişilik Özellikleri

Başarılı mentorluk uygulamaların arkasında mentorların kişilik özelliklerini tanıyıp, bu özellikleri yönetebilme becerisi yatar. Mentorluk becerisini etkileyen faktörlerden biri kişilik özellikleridir. Bu özellikler, iyi bir dinleyici olma “dinleme”, empati kurma “empati”, davranışı değiştirmeye yönelik verilen yapıcı geribildirimler “geri bildirim”, deneyimli bir uzman ve rol model olmak “profesyonelliği sürdürmek”, fikir veya önyargılarını empoze etmeden bir rehber ve güvenilir bir danışman olmak “farklı fikirleri kabul etmek”, “olumlu tutum” ve mentiyi rakip olarak görmeden “bilgi paylaşımı” olarak sıralanmıştır. Kişinin mentorluk sürecini nasıl yönettiği, yazıda yer verilen kişilik özelliklerini hayata nasıl yansıttığının cevabını veriyor. Bireyin mentorluk için zorlayacı kişilik özelliklerine sahip olsa da birey kendini farklı yollarla geliştirdiğinde alandaki becerisini de geliştirmiş olur. Bu yazıda mentorlugu kolaylaştıracak kişilik özelliklerini okurken nasıl geliştirebileceğinizi de öğreneceksiniz.

Yeni Normalin Olması İçin Yeni Normlara İhtiyacı Var

Normlar tutumların değişmesi ve yeni davranışların ortaya çıkmasının en güçlü destekçileridir. Öncelik sıralaması yaparsak ağırlık puanı yaşamı sürdürmeye gideceğinden davranış değişikliğinin vazgeçilmezleri hijyen, maske ve mesafedir. Sağlık alanı uzmanlarının hem fikir olduğu kavramlar ve yöntemler taviz verilmeden yaşamın bir parçası olmak durumundadır.

Kabuk Değiştirmek: Yeni Normlarla Kurumsal Kültür Nereye Evriliyor?

İçinde bulunduğumuz değişim ve dönüşüm döneminde işlerin teknoloji kullanılarak yapılması, o işi yapan insanların sahip olması gereken beceri ve yetkinleri de değiştiriyor. Önümüzdeki dönemlerde hem bilişsel becerilere, hem de meta beceriler denilen; esneklik, yaratıcılık, uyum sağlama ve iş birliği gibi sosyal becerilere sahip yetenek profillerine ihtiyacımız artacak. Bu doğrultuda yakın bir zamanda yetkinlik modellerimizi tekrar gözden geçirip önceliğimizi yeni normların ihtiyaçlarına cevap veren yetkinliklere çevirmemiz kaçınılmaz olacak.

Öğrenme ve Gelişim Yolculuğunda Dijital Dönüşüm

Dördüncü sanayi devrimi olarak da adlandırılan Endüstri 4.0 tanımlaması imalatın dijitalleşmesini ifade etmektedir. Eğitimin ve gelişimin dijitalleşmesi de Endüstri 4.0’dan bağımsız değerlendirilmemelidir. Nitekim küresel anlamda ihtiyaç duyulan, Endüstri 4.0’a uyumlu çalışanlar, işletmeler ve ülkeler için rekabet avantajı sağlamaktadırlar.

Tüketim Normlarımıza Doğanın Büyük Müdahalesi Yeni Koronavirüs Hastalığı (Covid-19)

Çöp kavramı tüketim ekonomisiyle birlikte yeni bir anlam kazanmış, özellikle plastiklerin tüketimindeki artış çöpün yeniden doğaya dönemez hale gelmesiyle sonuçlanmıştır. Bu açıdan bakıldığında çöp, büyük oranda tüketimi artırmaya yönelik olarak ve bilerek yeniden kullanılamayacak şekilde tasarlanmış ürünlerden oluşmakta ve her geçen gün miktarı artmaktadır. Bu yazıda Sosyo-ekonomik alanda büyük değişiklikleri zorlayan bu pandeminin, tüketim ve çöp atma normları ve alışkanlıklarımızda neden olduğu dönüşümden bahsedilmektedir.

Mutlu Olarak Değişmek, Keyif Alarak Gelişmek Mümkün mü?

Bu yazıda pandemi döneminde büyük bir hızla iş hayatında yaşanan radikal değişim ve teknolojinin hayatımızın merkezine konumlanması ile ileri teknolojiyle gençlik yıllarının sonuna doğru tanışmış bir yönetici grubunun teknoloji yetkinliğini kazanmak çabaları ve teknolojinin tam ortasına doğmuş genç kuşağı anlama yolculuğunu okuyabilirsiniz.

Yeni Normalde Siemens Modeli

Bu yazıda Siemens’in pandemi döneminde uyguladığı iş modelleri ve hayatımıza giren “Yeni çalışma düzeni”ne getirdiği yeni bakış açısıyla ilgili bilgiler mevcut. Ayrıca yine pandemi döneminde hayata geçirdikleri Kurumsal Aidiyet Merkezi (Corporate Identity Center) ile ilgili bilgiler bulabilirsiniz

İşyerinde Pandemi Stresi

Pandemi, stres yaratacak faktörlerin neredeyse hepsini tek bünyede topladı ve hayatımızın ana gündemine oturdu. Stresle başa çıkma dahil her konuda bildiklerimizi hatırlamaya, yeni öğrenmelere yer açmaya ihtiyaç duyuyoruz.

Uzaktan Çalışırken Zihinsel Hijyeni Korumak

Duygu ve düşünceyi bir çırpıda yönetmek görece kolay olmayabilir ancak davranışı yönetmek nispeten daha kolaydır. Bu makalede uzaktan çalışırken iş performansınızı belirli bir seviyede tutmanın ve zihinsel dayanıklılığınızı geliştirmenin 8 yolunu öğreneceksiniz.

Pandemi Stresini Ölçerek Yönetmek

COVID-19 pandemisi, stres konusunda şirket yönetimlerini ve dolayısıyla bu sorunu yönetme sorumluluğunu taşıyan İK bölümlerini çok daha hızlı, çok daha kapsamlı ve radikal önlemler almaya zorladı. Bu makalede çalışanlarına en uygun yaklaşımı geliştirmek için stres yaşantılarını ölçerek tanıyan, çevrimiçi stres programlarını ihtiyaca uygun biçimde devreye sokan, uzmanlar aracılığıyla çalışanlarına desteğini yoğun biçimde hissettiren, etkili bir kurum örneğiyle buluşacaksınız.

İş Hayatında Pandeminin Stres ve Kaygı Haritası

İnsanı tam iyilik haline ulaştıracak çalışmalar yapmak sadece işverenlerin değil, onlara yol gösteren danışmanlık kurumlarının da sorumluluk alanıdır. Bu araştırmada sosyal sorumluluk bilinciyle kurumların ve bireylerin katılımına sunduğumuz COVID-19 döneminde stres çalışmasının gelişimini, iş hayatında pandeminin stres ve kaygı haritasını çıkarma adımlarını ve öne çıkan bazı verilerin Türk kültürü için işaret ettiği çıktıları bulacaksınız.

Salgına Karşı Çalışanlarımızla BİRLİKTE Stres Yönetimi

Bu yolda BİRLİKTE hareket ettik.
Fiziksel hareketi ve ruhsal dinginliği destekledik.
Çalışanlarımızın kendilerini en iyi hissedecekleri çalışma ortamını sağladık.

İşe Alımda Önyargıların Rolü

Aynı şeyi duyuyoruz farklı yorumluyoruz, aynı şeyi yaşıyoruz, farklı hissediyoruz, aynı uyarana maruz kalıyoruz, ortaya farklı davranış koyuyoruz. Peki, bu algı farkı işe alım sürecini nasıl etkiliyor? Doğrulama, projeksiyon, statüko, görüntü ve daha birçok yanlılık bu kritik karar sürecinde rol oynuyor. Bu makalede işe alımın bilinçsiz önyargılarını kapsamlı biçimde tanıma fırsatı bulacaksınız.

Kurum Kültürünün Merkezinde Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Var

Ülkeler ve kurumlar ancak farklı bakış açılarının değerli olduğu anlayışıyla ilerleme kaydeder. Bu nedenle farklı seçeneklere kapalı olan önyargılarla başaçıkmak aşılması gereken bir konu olarak karşımızdadır. Bu makalede çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda yüksek beklentilere cevap vermeye hazırlanan liderlere, bu stratejilerine hizmet edecek değerli öneriler sunulmuştur. Çeşitlilikten ve kapsayıcı tutumlardan kaçınmaya sebep olan önyargı çeşitleri ele alınmış ve fark yaratan kurumların özellikleri incelenmiştir.

Ben, Siz, Onlar ve Önyargılarınız

Size önyargı ile yaklaşıldığını hiç düşündünüz mü, böyle hissettiğiniz bir durum yaşadınız mı? Siz başkalarına karşı önyargılı davrandığınız bir olay yaşadınız mı? Veya size önyargılı düşünme, önyargı ile yaklaşma denildi mi? Önyargıları ortadan kaldırmanın yolu nedir? Önyargıları yok etmek ne kadar kolay? Gelin birlikte bir düşünce ve yazılı sohbet yolculuğu yapalım.

Yapay Zekâ Önyargılarımızı Önleyecek mi?

İnsanın özgür iradesine dayandığını düşündüğü seçimler gerçekte yapay zeka tarafından yönlendiriliyor. Benzer şekilde kurumların işe alım kararını yapay zekâ şekillendiriyor. Ancak tercihlerimizi belirleyen kodlar ne kadar doğru işliyor? Geleceği, geçmişe bağlı algoritmalarla değerlendirmek yaşamımızı ne kadar sınırlıyor? Bu yazıda yapay zeka ve önyargı ilişkisini, veriye dayalı gelecek ön görüleriyle inceleme fırsatı bulacaksınız.

Yönetimde Karar Hataları

Günlük karar anlarında bilgiler kapsamlı ve derin bir şekilde işlenmez ve örgütsel kararlar hatalı seçimlerle ortaya çıkar. Temel görevi karar vermek olan yöneticilerin olası karar hatalarının farkında olması, önyargıları yönetmeleri için ön koşuldur. Bu yazıda kurum stratejilerini etkileyen on temel önyargı, yöneticilerin faydalanabileceği önerilerle ele alınmıştır.

“Bana Kendimi Değerli Hissettir!”

İşletmelerin ayakta kalmasını sağlayacak en kritik kaynak olan insan gücümüzün yepyeni niteliklere sahip, düşüncelerini dile getirmekten hiç çekinmeyen, beklentileri yüksek, talepkâr bir tarafını yeni yeni keşfetmeye başlıyoruz. Groupe Atlantic’in çalışanlarına dair bu keşifleri, yeni uygulamaları hayata geçirmek için onlara ilham veriyor. Bu yazıda Groupe Atlantic’in değişen dünya düzenine uyum sağlamaya odaklandığı bazı yenilikçi çalışan deneyimi uygulamaları anlatılıyor.

Çalışan Değil, Bütün Bir İnsan

Çalışan bağlılığındaki eksikliğin küresel ekonomiye etkisi tamı tamına 8,1 trilyon dolar. Bu sebeple ilham veren bir iş ortamı kültürü yaratarak her çalışanın potansiyelini ve zindeliğini, iyilik halini ve refahını en üst düzeye çıkarmak, uzaktan ve ofiste çalışmanın harmanlandığı hibrit modeli uyarlayabilmek, küresel çalışma deneyimini desteklemek, sürekli değişen dinamiklere uygun esnek, yenilikçi çözümler üretmek, artık kurumlar ve liderler için ihtiyacın da ötesinde bir sorumluluk.

Çalışan Deneyimini Yönetmek için Bağ Kurma Modeli Önerisi*

Çalışanlar son 20 yılı aşkın süredir, sektörden bağımsız olarak, neyi istediklerini ve nelere ihtiyaç duyduklarını bize söylemektedir. Bize düşen sadece onları dinlemek ve bunları karşılamaktır. Bu yazıda çalışan deneyimi alanında uzmanlaşmış bir davranış bilimci olan Jason Cochran, çalışanlarınızın yıllardır süregelen ve en çok ihtiyaç duydukları deneyim türlerine en iyi cevap verebilen “Bağ Kurmanın 4 İlkesi” modelini anlatıyor.

Emek Yanlısı İnovasyon Üzerine Bir Değerlendirme ve Adel Kalemcilik Uygulamaları

Emek Yanlısı İnovasyon” konulu bu yazıyı hazırlarken, inovasyon ve emek arasındaki ilişkinin yönünü düşündüm. Aklıma ilk gelen düşünce, inovasyon ile istihdam arasında ters bir korelasyon olduğudur. Başka bir deyimle, özellikle teknolojinin devreye sokulmasıyla karlılık, verimlilik adına yapılan inovasyonların ilgili şirket ya da sektörlerde istihdamı azalttığı düşünülür.

Paydaş Yanlısı İnovasyon: Eko-İnovasyon

Paydaşların beklentileri, şirketlerin artık sadece inovasyon yoluyla farklılaşarak rekabet avantajı elde etmeleri değil, bunu yaparken aynı zamanda sürdürülebilirlik stratejileri ile pozitif çevresel ve toplumsal fayda sağlamaları yönünde. Mikro ölçekte şirketlere önemli faydalar sağlayan eko-inovasyon makro ölçekte küresel fırsatlar da sunuyor. Bu yazıda sürdürülebilirliğin tüm ekosistemi içine alan yapısına ve emek yanlısı inovasyon faaliyetlerinin büyük resimdeki rolüne ışık tutuluyor.

Bir Distopya mı yoksa Mavi Okyanus mu?

Ekonomi teorisinde, rekabet şartlarının oluşmadığı ve ilk girenin muazzam karlar elde ettikleri işlere Mavi Okyanus adı veriliyor. Bu açıdan Metaverse kesinlikli bir Mavi Okyanus adayı. Bu yazı Metaverse’ün avantajlarıyla birlikte madalyonun öbür yüzünü düşünmeye davet ediyor, yapılan büyük yatırımların geri dönüşü konusunda daha bilinçli bir yol haritası çizmeye yönlendiriyor.

Metaverse’ün İnsan Psikolojisine Etkisi

Metaverse’ün akıl ve ruh sağlığına etkisi hakkında çıkarım yapmaya imkân veren çok sayıda çalışma bulunuyor. Bu makale Türkiye’de internet erişiminden yola çıkarak aşırı teknoloji kullanımı, patoloji ve iyilik hali arasındaki ilişkiyi farklı araştırma bulgularıyla ele alıyor, metaverse’ün insan psikolojisi için oluşturduğu risk alanları konusunda size özgün bir bakış açısı kazandırıyor.

Metaverse: Rüya ya da Kâbus?

Metaverse insan-teknoloji etkileşiminde yeni bir evreyi temsil ediyor. İnsanlar olarak bu yeni dönemin inşasında eski alışkanlıklarımız, tecrübelerimiz ve yeni teknik imkânlarla bol meydan okumalı bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Bu yazıda metaverse’ü ve onu hayata taşıyan teknolojiyi daha iyi anlayacak, bu sorumluluğu nasıl üstleneceğinizi gerçekçi bir şekilde değerlendirme fırsatı bulacaksınız.

Veri Analitiğinde Mükemmellik

Kurumlar için verinin önemi arttı. Elde ettikleri veri sayesinde kurumlar, gelecek bağlamlara daha etkili ve hızlı cevap verebilir hale geldiler. Veri kıymetli bir madense, bu madeni işleyip parlatma ustalığı ise veri analitiği gerektiriyor. Bu makale veri analitiği türlerini tanıyarak bu alanda mükemmelliğe hangi analist yetkinlikleriyle ulaşılabileceği hakkında yol gösteriyor.

Eleştirel Düşünce ve Analitik Mükemmellik

Akılcı ve rasyonel düşünen canlılar kategorisinde yer alan biz insanlar çoğu zaman duygularımızın ve içgüdülerimizin sesiyle kararlar alıyoruz. Hızlı ve geçici kararlar almak mı, yoksa kalıcı ve yavaş kararlar almak mı eğilimindeyiz? Bu yazıda analitik mükemmelliğin farklı boyutlarıyla tanışacak, iş ve özel yaşamlarınıza uygulamak konusunda değerli önerilerle buluşacaksınız.

Afet Sonrası Üç Hâkim Duygu ve Bir Başaçıkma Yolu

“İçimiz acıyor!” Depremden sonra yaşadığımız duyguları ancak somatik deyimlerle tanımlayabiliyoruz. En çok korku, üzüntü ve öfke hissediyoruz. Peki bu olumsuz duygularla nasıl baş edeceğiz? Araştırmalar gösteriyor ki, yıkım karşısında genetik bir gücümüz var. Bizim gibi toplulukçu toplumlarda sosyal destek ve beraberlik stres ve yıkımla daha kolay baş edebilmemizi sağlıyor. Bu makalede, afet sonrası yaşadığımız üç ana duyguyla nasıl başaçıkabileceğimiz hakkında bilgiler bulacaksınız.

Deprem Sonrası Müşterilerimizin Yaşantılarına Dair

Bu yazıda, depremin ardından yaşanan süreçte müşterilerimizin paylaştığı farklı deneyimler hakkında örnekler bulacaksınız. “İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor”, “Çok üzgünüm”, ” Beraber aşacağız”, “Bizim güçlü olmaya ve üretmeye devam etmemiz önemli” gibi birden çok duyguyu birlikte yaşatan kişisel yaşantıları okuyacaksınız.

Afet Sonrası Dayanışmanın Önemi: Sosyal Yürek

Afet gibi olanüğüstü durumları normalleştirebilmek için insanlar sosyal dayanışmaya katılma eğiliminde olurlar. Bu dayanışma türünde psikosoyal müdahalenin önemi büyüktür; çünkü psikolojik ilk yardım desteğin geniş kitlelere ulaşmasını kolaylaştırmaktadır. Bu yazıda, büyük çaplı felaketlerde insanların birbirlerine yönelmelerindeki temel sebepleri ve dayanışmayla ilgili ilginç istatistikleri bulacaksınız.

Psikolojik Güvenliği Destekleyen Yetkinlikler ve Sanovel Akademi Uygulamaları

Sanovel İlaç Akademi kültür dönüşümünün merkezine psikolojik güvenliği alıyor. Psikolojik güvenliğin sürdürülebilir şekilde kültürün bir parçası olması için “açık, şeffaf iletişim”, “çeşitlilik ve kapsayıcılık”, “çeviklik” konularına odaklanıyor. Bu yazıda üç ana odak üzerinden psikolojik güvenliği destekleyen gelişim faaliyetleri paylaşılıyor.

Performans Yönetiminde Psikolojik Güvenlik

İletişimin kalitesi ve açıklığı, iş sonuçları için önemlidir ve psikolojik güvenlik bu yönüyle bir performans meselesidir. Ancak psikolojik güvenliğe sistemsel yaklaşılmadığında, performans ölçümü bir yargılama aracına dönüşür. Bu yazıda, performans yönetim sistemlerinin psikolojik güvenliği destekleyecek şekilde nasıl yapılandırılması gerektiğine ve bunun iş sonuçlarına etkisine dair kritik bilgiler bulacaksınız.

Psikolojik Güvenlik ve İnsana Yakışır İş

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde de belirtildiği gibi “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” Bu eşitliğin iş hayatında da sürdürülebilmesi için kurum ve yöneticilere önemli sorumluluklar düşüyor. Çalışma ortamlarındaki psikolojik güvenliği arttırmak ve insan onuru, özgürlükleri ve haklarına yakışır iş koşullarını oluşturmak kurumların birinci önceliği haline gelmeli. Bu yazıda gelişim yaklaşımı açısından kurumların rolü ele alınıyor.

Psikolojik Güven Ve Psikolojik Güvenlik

İnsanın büyüsü ve yıkıcılığı arasındaki denge arayışında karmaşık sorunlar ortaya çıkar ve bu sorunların çözümü güvende yatar. Bu yazı, psikolojik güven ve güvenli bağlanmanın, kişinin hayatını, ilişkilerini ve performansını nasıl dönüştürebileceğini araştırıyor. Güvenli bir iklimin ekip başarısının anahtarı olduğunu, insanların psikolojik güvenlik kültürüne yönelik çabalarının kurulan bağları nasıl güçlendireceğini, yenilikçilik ve performansı nasıl hızlandıracağını keşfetmeye davet ediyor.

Güvenli Liman Olarak Şefkatli Liderlik

Şefkatli liderlik, çalışanların potansiyellerini en üst düzeye çıkararak kurumsal başarıyı destekleyebilir. Liderlerin çalışanlarla etkileşimlerini ve zorluklarla başaçıkma stratejilerini dönüştürebilir. Bu makalede, liderlerin psikolojik güvenlik ilkelerini benimseyerek nasıl daha etkili ve motive edici bir çalışma ortamı oluşturabilecekleri inceleniyor. Türk kültüründen örneklerle zenginleştirilen içerik, şefkatli liderliğin nasıl uygulanabileceğini özgün bir yaklaşımla ele alıyor.

Burası İşyeri! Ya Şefkat, Olmalı Mı?

Kurum kültürünü inşa etmek elbette kolay değil, şekillendirmek ise uzun yıllar gerektiren bir süre. Bu makalede şefkat değerinin kurum kültürüne, çalışana, verimliliğe, performans ve bağlılığa etkisine değiniliyor.

Kurumsal Verimlilikte Şefkatin Rolü

Kurumların verimliliğinde şefkat önemli bir rol oynuyor. İş dünyasında şefkat, sadece duygusal bir yaklaşım olmanın ötesinde, sorunlara anlayış ve çözüm odaklı bir yaklaşımı içeriyor. Şefkatin dengeli ve ölçülebilir bir şekilde uygulanması, kurumların rekabet avantajını artırabilir. Bu makalede, şefkatli bir iş yeri kültürünün çalışan memnuniyeti, bağlılık, yaratıcılık ve iş süreçlerini nasıl iyileştirebileceğine odaklanılıyor.

Personova Kişilik Envanteri Testi