Celemi Solution Poviders’ın kurucusu Klas Mellander ile yapılan çalışmada Klas Mellander’in “iş simülasyonları” ile ilgili görüşlerine ulaşabilirsiniz.
İş simülasyonları konusunda benzersiz ve rakipsiz ürünler geliştiren Celemi Solution Poviders’ın kurucusu Klas Mellander ve ekibiyle, 28 – 31 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da yapılan , “Celemi Partnerler Toplantısı” nda bir araya geldik.
Toplantıda Celemi’nin 22 farklı ülkeden gelen ortağıyla buluşan Klas Mellander, simülasyonların güçlü alanlarından söz ederken, şirket başarısının ancak yapılan işlerin bütününü kavrayan ve o yönde seferber olup harekete geçen çalışanlarla mümkün olabileceğine dikkatleri çekti. Tüm kurum çalışanlarının bütünü görebilmeleri için, bütün içinde kendi paylarını algılamaları gerektiğini ve bu konuda işletmeye “kuş bakışı” ile bakmayı sağlayacak olan iş simülasyonları eğitimlerinin önemli bir fırsat yarattığını vurguladı. Bu çalışmanın hangi disiplin ve düzeyde olursa olsun, farklı iş birimlerinde görev yapan çalışan ve yöneticilere büyük fayda sağlayacağından söz etti.
Biz çalışanlar acaba Klas Mellander’in bakış açısı ile kendimize dönüp baktığımızda, yapmakta olduğumuz işin, kurumumuz için hangi anlamı taşıdığını ve bütün içinde kurumumuza gerçek anlamda hangi oranda, nasıl bir destek sağladığımızı biliyor muyuz?
Kurumlarda yer alan finans, satış ve pazarlama, insan kaynakları, satın alma, üretim, Ar-ge gibi bölümlerin tümü, aslında içlerinde “biz” olmadan sadece sözlük anlamlarıyla var olurlar. Bu kavramlar biz çalışanlarla hayat bulur, içleri dolar, anlam kazanır ve değer bulur. Kısacası bunu “biz” gerçekleştiririz. Ancak sürdürülebilir başarı için sadece kendi kattığımız anlamın değil, tüm kurum çalışanlarının kattıkları anlamların da farkında olmamız gerekmektedir.
Hızlı Öğrenme
Peki bu farkındalığımızı nasıl geliştirebiliriz? Bunu başarmanın bir yolu var mı? Evet var, nasıl mı? İşin bütünsel anlamını kavramakta bizlere yardımcı olacak ve hızlı öğrenmeyi sağlayan yeni araçlarla, yani “İş Simülasyonları” ile bunu başarmak mümkün. Büyük resim başlığı altında aktarılan bilgileri, katılımcılarda bir duygu ya da yaşantı ile ilişkilendiren “iş simülasyonları”, izlediği bu yolla kalıcılığı sağlayarak uygulama esnasında çok sayıda katılımcının uzun bir süre kurumunu çeşitli açılardan inceleyebilmesine olanak sağlar. Aynı zamanda katılımcılar, yaratılan değerlerin ve kişisel davranışların başkalarını ve iş sonuçlarını nasıl etkilediğini de bu yolla yaşayarak öğrenir. Bu da büyük resimde yarattığı değeri ve bu değerin diğer değerler ile olan ortak etkileşimini gören, kavrayan çalışanda hem kendine olan güveni perçinliyor hem de çalıştığı kurumun farklı bir anlam kazanmasını sağlıyor.
Günümüzde motivasyonu yüksek, dinamik ve hevesli bir insan gücüne sahip olmak isteyen kurumların, en önemli hedeflerinden biri çalışanlarına anlam duygusu verebilmektir. Bu değişim yolunda yıllar gerektiren deneyimleri çok daha hızlı, yaşararak kazandıran iş simülasyonlarını tercih eden kurumlar ise hedeflerine, ortak amaca aynı dili konuşan çalışanlarıyla ulaşıyor.
Hayatın anlamını özetleyen bilgenin dediği gibi, “ Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Bazen sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider. Sen farkına varmazsın. Bazen de görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın. Akıp giden zaman anlam kazanır.”
Bizlerde bu bilge kişinin dediği gibi işimize anlam katarak, hayatımıza daha fazla anlam yükleyebiliriz. İşin sırrı sadece bakış açısında gizli olabilir.
Celemi Solution Poviders’ın kurucusu Klas Mellander ile iş simülasyonları ve işinde anlam yaratmak üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Şimdi hep birlikte Klas Mellander’in “iş simülasyonları” ile ilgili görüşlerine bir göz atalım.
İşimizde anlam yaratma noktasında iş simülasyonları bize ne gibi faydalar sağlar?
Geleneksel öğrenme metotlarında, insanlara verilmek istenen mesaj açık ve net bir şekilde verilse dahi, kişiler verilen bu mesajın gündelik gerçeklikler bağlamında neyi ifade ettiğini göremeyebilirler.
Öğrenmek Keşfetmektir! Kişinin kendi bilgisini yaratması için bilgiyi işlemesi, keşfetmesi ve denemesi gerekir. Kişinin “ HAH ” dediği güçlü öğrenme noktasında, işinde anlam yaratma başlar.
İş Simülasyonları insanlara “HAH” dedirtmeyi nasıl başarıyor?
Celemi’nin Öğrenmenin Gücü adlı metodolojisi, öğrenmenin ilkeleri yerine “öğrenmenin koşulları” üzerine kuruludur. İnsanlar küçük gruplar halinde çalışırken, çeşitli aktivelerin hayat bulması için gerekli ortam yaratılmış olur. Örneğin, öğrenme malzemeleri etrafında strateji oluşturmak, farklı iş senaryolarını canlandırmak, yeni becerileri uygulamak ve anlamlı diyaloglar içinde yer almak gibi daha sonra gündelik iş yaşamlarında kullanabilecekleri uygulamaları tecrübe etme imkânı bulurlar. Sistemlerin ve süreçlerin nasıl işlediğini ve önceliklerin nasıl belirlendiğini keşfederler.
Öğrenmenin Gücü neden işe yarıyor?
Tüm Celemi programları bilginin sürekliliğini sağlayabilmek ve değişimi gerçekleştirebilmek için 5 anahtar faktör içermektedir:
- Diyalog
- Kalıcı Mesajlar
- Keşif
- Görseller
- Eylem
Diyalog: Diyalog yolu ile insanlar süreçlere dâhil edilir, katılımları sağlanır. Vizyonunuz ve hedefleriniz ile ilgili anlayışınızın gelişmesine katkıda bulunulur. Ayrıca katılımcılara kurumlarında müzakere ortamı yaratmaları konusunda destek sağlanır.
Kalıcı Mesajlar: Karşılıklı anlayış ve birleşmek için paylaşmak istediğiniz açık mesajlarınızı belirleyebilmenizde sizlere yardımcı olmak amaçlanmaktadır.
Keşif: İnsanlar en iyi kendi tecrübelerinden öğrenirler! İşinizi ya da işletme alanınızı, uygulamalı alıştırmalarla birleştirerek, insanların işlerinde yeni keşiflerde bulunmaları için fırsatlar sunulur.
Sonunda da insanlar ne öğrendiklerini hatırlarlar ve bu öğrendiklerini içselleştirirler.
Görseller: Bizim çözümlerimiz, organizasyonda görev alan herkesin sebep ve sonuç ilişkilerini gözlerinde canlandırarak, alınan kararların etkilerini, misyon, vizyon ve hedefleri başarmak için nelere ihtiyaç duyduklarını anlamalarını sağlar. Böylece kendi “ zihin harita”larını yaratarak kendi çözümlerini bulabilmelerine olanak verilir.
Eylem: Her stratejik girişimin arkasında, insanları harekete geçmeye motive edecek bir aciliyet duygusu olmalı. Yeni ürünler artık hazır! Kar bu ay artmalı! Öğrenme çözümlerimiz zamanlama ve aciliyet baskısı ile ekip üyelerini – küçük gruplardan – yüzlerce insana kadar – harekete geçirir!
Bugüne kadar Türk iş hayatındaki kararlarda, sezgilerin, bireysel gözlem ve deneyimlerin, sağduyunun belirleyici olduğunu biliyoruz. Oysa dünyayla bütünleşmeyi hedefleyen Türkiye’nin, somut verilere dayalı öngörülere, analizlere ve iş planlarıyla iş yapmaya ve elde edilen sonuçlarının hesabını verebilen bir iş yönetimi anlayışına ihtiyacı var. Gerek “Celemi Partners Meeting” de dünyadaki gelişmeleri dinlerken gerekse eğitim sektöründeki Baltaş Grubu’nun yarım yüzyılı aşkın deneyiminden gözlemlediklerimiz iş simülasyonlarının, bahsedilen bu iş disiplinini Türk iş hayatına kazandıracağı konusundaki inancımızı güçlendiriyor.
“Bütünü gördük”
Celemi simülasyonlarının en büyük gücü bilgiyi birbiriyle ilişkilendirerek kapsamlı hale getirmesi ve bilinçli bir şekilde büyük resmi görmeyi sağlamasıdır. Bilgiler öylesine düzenlenmiş ki, önceden simülasyonun mantığını sadece okuyarak çözmek mümkün olmuyor, yaşananları sonuçlara yansıtmaya mecbur ediyor.
Simülasyonun farklı noktalarında yaşanan sıkıntıları görmek, bu süreçlerin sahiplerinin sıkıntıları çok daha iyi kavramayı ve disiplin olarak yaşamadığımız süreçlerin önemini fark etmeyi sağlıyor.
Bilgi önceden ustaca tasarlanmışa bir döngü içinde sunulduğundan kişinin “hah” demesini sağlıyor, kavram bellekte kalıcı bir yer buluyor.
Celemi’nin partnerlerinin etkileşimi sağlamada ve birbirini güçlendirme konusunda kullandığı sağlıklı yöntemlerle bir ekip bilinci oluşuyor, rekabet sınırları içinde bütünü zenginleştirme noktasında herkes sorumluluk almak gereğini hissediyor. Bütün bunların sonucunda hızlı öğrenme, yaşantıya dayalı olarak gerçekleşiyor.
Ali Can Aksın; Celemi iş simülasyonları fasilitatörü
“Hızlı öğrendik”
Elmalar ve armutlar toplanabilir mi?
Elmalarla armutlar karşılaştırılabilir mi?
O elma, bu armut…
Bu sorulara muhatap olup olumlu yanıt veren yoktur. Farklılıkları vurgulamak yerine ortak noktalara odaklanarak kurumda tüm çalışanları aynı yönde koşturabilir miyiz ?
A&O simülasyonu, ortak kavram olarak “değer yaratma” benimsendiğinde, bunun hiç de zor olmadığını söylüyor.
İster, ambara erken giren hammadde, ister stokta satılmayı bekleyen mamül, ya da muhasebede bir kayıttan ibaret olan tahsil edilemeyen alacakların, kurumun nakit yaratma kapasitesine, yönetimin etkinliğine ve sermaye sahiplerinin yatırım verimine olan katkısına bütünsel bir bakış…
İşletme finansmanı konusunda yaşantıya dayalı hızlı bir öğrenme…
Elmalar ve Armutlar…
Sinan Yasun; Celemi iş simülasyonları fasilitatörü
“İşimin anlamını farkettim”
Bir katılımcı simülasyon için “Bu program bilginin kalıcı olmasını sağlayan etkili bir yönteme sahip.” demişti. Bugün kurumlarda katma değer, bilginin kalıcı olmasıyla ve öğrenilenin hayata geçirilebilmesiyle sağlanıyor.
Bilgi kullanıldıkça, sonuçlar alındıkça, etkileri gözlemlenip üzerinde düşünüldükçe şekilleniyor, yerleşiyor ve fark yaratacak bir anlam kazanıyor.
Bir hap olsa, o hapı aldığımda ihtiyaç duyduklarımı öğrenebilsem deriz. Simülasyonlar işte bu sihirli haplar. Üstelik alınan bilgiyi anında kullanmak mümkün, hata yapmak bedelsiz, hatalarından ders çıkarmak kolay.
Asıl paha biçilmez olan ise tecrübeyi kazanca çevirmek, bilginin üzerine bilgi eklemek, bu birikimle strateji geliştirmek, uygulamak ve uygulamanın sonuçlarını gözlemleyebilmek. Yılların tecrübesi iki güne sığdırılmış ve karmaşık konuların iki günde kalıcı bir şekilde öğrenilmesi sağlanmıştır.
Goethe’nin dediği gibi “Bilgi yeterli değildir. Bilgi kullanılırsa değerlidir.”
Meral Alguadis; Celemi iş simülasyonları fasilitatörü
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir