İşte Enerji ve Canlılık

Yapılan işe yüklenilen anlam işin yapılış biçimini etkileyebiliyor. Kişinin enerjisini ve motivasyonunu yaratabildiği gibi tamamen de yok edebilmektedir. Görevlerinin anlamsız ve gereksiz olduğunu düşünen kişilerin işlerine yansıttıkları davranışları büyük bir olasılıkla kurumun beklentisinin altında kalacaktır. İnsanların enerjilerini harekete geçiren, motivasyonlarını yaratan tabiî ki birçok sebep vardır. Bu bazen vizyon sahibi olmak, sevdiği işi yapmak, iyi para kazanmak, saygı görmek, rahat bir çalışma ortamında sevdiği arkadaşlarıyla çalışmak olabilir. Ancak Türkiye koşullarında çalışanlar, kurumlarından beklediklerinin birçoğunu elde edemeyebilir. Kişiyi görevine veya kurumuna bağlayacak bir neden olmadığında ise bir süre sonra kişi görevini söylene söylene yapmaya başlayabilir ve kişinin işi için harcadığı enerjisi düşebilir. Takdirin kişi üzerindeki motivasyonu tartışılmazdır. Ancak rekabetçi iş ortamı, çalışanlardan hizmette mükemmellik ve sürekli motivasyon bekler. İşte bu durumda çalışanlara yaptıkları işin anlam ve değerini açıklamak ve işlerine anlam katmalarında destek olmak aranılan yönetici davranışlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazen birey kendi başına yapmış olduğu işin değerini anlamakta zorlanabilir. Anlamasını sağlayarak beklenti ötesinde motivasyon yaratılabilir.

“Onları güzelce temizleyip, huzurlu ve mutlu bir şekilde diğer tarafa gönderiyorum. İçim çok rahat.”
Ünal Elmas / Morg Görevlisi 

Bu cümleyi ilk duyduğumda tüylerimin ürperdiğini ancak bunun yanında Ünal Bey’e hayranlık duyduğumu hatırlıyorum. Ölü yıkayan bir insanın işini nasıl yaptığını açıklarken gözlerinin ve yüzünün bu kadar güzel gülümseyebileceğini başkası söyleseydi inanmazdım.

“Yardıma en ihtiyaç duydukları anlarda ben onlara yardım edebiliyorum, onları gülümsetebiliyorum. Benim işim bu, ben bunun için doğdum, biliyorum.”
Melek Yıldızlı / Hemşire

Tanımaktan mutlu olduğum, varlıklarıyla içimi aydınlatan iki insan Melek Hemşire ile Ünal Bey. Onları bu kadar özel kılan, işlerini bu kadar özenli, istekli yapmalarını sağlayan, fark yaratan davranışlara sahip olmalarındaki gizli güç beni çok düşündürdü. Çünkü bahsettiğim bu kişiler bütün hastane görevlileri, hasta yakınları ve hastalar tarafından takdir edilen ve örnek alınan kişiler. Fark neydi? İletişimimiz sürdükçe anladım, işlerine kendi değerleriyle ilgili bir anlam yüklemişlerdi ve bu onları sürekli motive edebiliyordu.

Bu işi neden yapıyorum?

Yapılan işe yüklenilen anlam işin yapılış biçimini etkileyebiliyor. Kişinin enerjisini ve motivasyonunu yaratabildiği gibi tamamen de yok edebilmektedir. Görevlerinin anlamsız ve gereksiz olduğunu düşünen kişilerin işlerine yansıttıkları davranışları büyük bir olasılıkla kurumun beklentisinin altında kalacaktır. 

Bir düşünün! size verilen bir görevin nedeni açıklanmadığında, neye hizmet edeceği belirtilmediğinde, bu görev için potansiyelinizin ne kadarını harcarsınız ya da tam tersini düşünelim kurumun nasıl etkileneceği, görevin nedenleri ve önemi belirtildiğinde potansiyelinizin ne kadarını ortaya koyarsınız? Aradaki fark, “o” işe yüklediğiniz anlamla ilgilidir. 

“Enerji ve istek sadece işimize bir anlam yüklediğimizde mi ortaya çıkmaktadır veya bu enerjiye, istek ve süreklilik kazandırılabilir mi?”

İnsanların enerjilerini harekete geçiren, motivasyonlarını yaratan tabiî ki birçok sebep vardır. Bu bazen vizyon sahibi olmak, sevdiği işi yapmak, iyi para kazanmak, saygı görmek, rahat bir çalışma ortamında sevdiği arkadaşlarıyla çalışmak olabilir. Ancak Türkiye koşullarında çalışanlar, kurumlarından beklediklerinin birçoğunu elde edemeyebilir. Kişiyi görevine veya kurumuna bağlayacak bir neden olmadığında ise bir süre sonra kişi görevini söylene söylene yapmaya başlayabilir ve kişinin işi için harcadığı enerjisi düşebilir. Oysaki yapılan işin niteliğine, niceliğine bakılmaksızın toplumsal, kurumsal veya manevi bir anlam yüklendiğinde durum tamamen değişebilmektedir. Anlam katmak, yüze, söze, davranışlara yansımakta ve çoğunlukla hissedilmektedir. Bu nedenle engeller karşısında dimdik durabilmek, aynı enerjiyi her durumda koruyabilmek için işimizin bizim için anlamını ve değerini ortaya koymamız gerekmektedir. 

Bir banka çalışanını düşünelim;
Toplumsal: “Kredi vererek daha fazla iş olanağı yaratıyorum ve istihdamı artırıyorum”
Kurumsal: “Ben verdiğim hizmet ile, müşteri sadakatini yaratarak kurumumu zirveye taşıyorum” 
Manevi: “İnsanların zor anlarında ihtiyaçlarını karşılıyor ve yardım ediyorum” 

Yaptığı işe yukarıdaki anlamlardan birini yükleyen bir banka çalışanının “para saymaktan başka bir iş yapmıyorum” diyen bir ekip arkadaşından daha şevkle çalışacağı yadsınamaz bir gerçektir. 

Motivasyon nasıl sürekli kılınabilir?

Eğitimlerde katılımcılara “işinizden ne beklersiniz?” sorusunu her sorduğumda kriterler arasında mutlaka “motive edilmek” çıkar. Bu genellikle çalışanlar tarafından takdir ile örtüştürülür. Yöneticilere sorduğumda ise kendini  motive edebilen  çalışanlar istediklerini belirtirler ve takdirin her durumda yeterli olmadığını söylerler. Sürekli takdirin duyarsızlık yaratabileceğini kişilerin işlerine dört elle sarılmalarının sadece dış motivasyona bağlı olmaması gerektiğini belirtirler. Öncelikle şunu belirtmek gerekir, takdirin kişi üzerindeki motivasyonu tartışılmazdır. Ancak rekabetçi iş ortamı, çalışanlardan hizmette mükemmellik  ve sürekli motivasyon bekler. İşte bu durumda çalışanlara yaptıkları işin anlam ve değerini açıklamak ve işlerine anlam katmalarında destek olmak aranılan yönetici davranışlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazen birey kendi başına yapmış olduğu işin değerini anlamakta zorlanabilir. Anlamasını sağlayarak beklenti ötesinde motivasyon yaratılabilir. 

Bir yönetici çalışanlarına;

  • kendisinin kurum açısından önemini,
  • yaptığı işlerin kuruma ve kendisine katkısını,
  • verilen görevin sonunda yaratacağı değeri,
  • toplumsal katkısını

açıkça belirtebilir ve anlam duygusunun oluşmasında önemli bir rol oynayabilir.

Unutmayın!
Yapılan işe anlam yüklediğinizde enerji ve canlılık kendiliğinden gelir.

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi