Narsistik* Liderlik

Bir sistemin başında olan kurumu yöneten kişi liderdir.Liderin duygusal dalganlanması birlikte çalıştığı kişilerle olan ilişkisini etkiler.Çalışanlar için en çok tehdit edici durum ise narsistik bir liderle çalışmaktır.Çünkü narsistik bir lider fazla düzeyde begenilmek ve takdir edilmek ister bu da bu liderle çalışanların psikolojik yıpranmalarına neden olabilmektedir.Bu nedenle yukarıda sayılan özelliklere sahip bir yönetici veya liderle çalışan kişiler, özellikle işler yolunda gitmemeye başladığı zaman, durumlarını bir kere daha dikkatle değerlendirmelidir.

Ülkeleri, siyasi partileri, şirketleri, spor klüplerini, sivil veya resmi organizasyonları önce başarıya, sonra felakete aynı kişi götürür. Bu kişi kurumun veya sistemin başında olan liderdir. Lider yönettiği kurumun kültürüne damgasını vurur. Liderin kişiliği ve duygusal dalgalanmaları birlikte çalıştığı kişilerle ilişkisini etkiler. Bu etki yakın çevresinin yaşam kalitesi ve ruh sağlığı üzerinde etkili olduğu gibi kurum iklimini de önemli ölçüde belirler. Çalışanların ruh sağlığı açısından en önemli tehdit, narsistik bir liderle çalışmak ve onunla uzun saatler geçirmektir.

Bütün insanlar “beğenilmek ve takdir edilmek” ister. Bu insanın doğasından gelen bir özelliktir. Ancak narsist kişilerde bu özellik varoluşun merkezini oluşturur. Narsist kişiler takdir görme istekleri nedeniyle çok çalışır, meşguliyet alanlarını, hayatın bütün cephelerini ihmal edecek şekilde, hayatlarının tek amacı haline getirirler. Bu nedenle çok kere fark edilir, takdir edilir ve yükselirler.

Tutku ve odaklanmayla yürütülen çalışmaların sonucunda kişi, başında olduğu kurumu ileri götürür. Bu gelişme kişinin kendi beceri ve değerlerine olan inancının yükselmesine ve bunun sonucunda kendisine olan güveninin ve hayranlığının üst düzeye çıkmasına neden olur. Çok kere sorun da bundan sonra başlar. Narsisist kişilerin başlıca özellikleri olarak ilk sırada şunlar sıralanabilir:

  • Kendini mükemmel görmek,
  • Kendinden başkasını düşünmemek ve davranışlarının başkalarına olan etkisiyle ilgilenmemek,
  • Bütün başarıyı kendine mal etmek, başarısızlık durumunda sorumluluğu başkasına yüklemek,
  • Olayları bütünüyle kontrol etme isteği,
  • Eleştiriye aşırı duyarlılık, aşırı tepki ve öfke,
  • Her konuda haklı olduğuna inanmak,
  • Başkalarını önemsememek,
  • Kuralların kendisi için geçerli olmadığını düşünmek

Hayata yansıması

Narsist, dış dünya kendisinden ibaret olmadığı ve kendi evreninden farklı olduğu için, bu farklı dünyayı algılamakta zorluk çeker. Bir narsistin güçlü görünüşünün ardında, temelde kaynağı çocukluğa uzanan derin bir güvensizlik yatar. Narsist liderlerin en büyük korkusu güçlerini kaybetmektir.

Narsist lider bir toplulukta bulunan yüz kişi tarafından övülse dahi; yalnızca bir kişi tarafından, üstü kapalı bile olsa, eleştirildiğinde bütün dikkatini o kişiye odaklar. Büyük topluluğun ilgisinin keyfini çıkartmak yerine canı sıkılır ve o kişiyi “düşman” olarak “kara kaplı defter”ine, bir gün hesaplaşmak üzere, kaydeder.

Hangi alandan olurlarsa olsunlar, narsist kişiler kendilerinden başkasını düşünmedikleri halde, özellikle son yıllarda, sosyal sorumluluk projelerinde görülmeye başlamışlardır. Bu ilk başta çelişki gibi gözükür. Ancak bu kişiler sosyal sorumluluk çalışmalarına, kendilerini gösterecek bir fırsat olarak görürlerse katılırlar ve esas ilgileri ne yaptıkları değil, nasıl algılandıklarıdır.

Kuralların ve hatta yasaların kendileri için olmadığını düşünmeleri sonucu, zorlandıkları noktalarda ihlal yapmaktan çekinmez, kolayca yalan söyleyip hile yapabilirler. Ancak kendi yalanlarına kendilerinin de inanmaları sebebiyle bunu bir sorun olarak görmezler. Çok zorlandıkları veya yolun sonuna geldikleri zaman ise, Allah’a veya tarihe hesap vereceklerini söylerler. Yakın zamanda ABD ve Türkiye’de büyük şirketlerin üst düzey yönetici ve sahiplerinin büyük süistimallerin arkasındaki motif, bu kişilerin kendilerini yasaların üzerinde görmeleridir.

İnsan ilişkileri

Narsist bir insan çevresindeki kişilere ihtiyaçlarını karşıladıkları ölçüde ilgi gösterir gibi yapar. İhtiyaçlarını karşılayacak insanların adeta transparan olmasını ister. Buna çok kere eş ve çocukları da dahildir. İnsanlara bir araç olarak bakar, onları kullanır ve bundan herhangi bir rahatsızlık duymaz; çünkü kendini bulunduğu çevreye bir hediye olarak görür. Bu nedenle “vefa” duygusu gibi bir duyguya bütünüyle yabancıdır. Ona göre “vefa” tek yönlü bir yoldur. Çevresindeki herkesten mutlak bir sadakat bekler. Buna yanlışlarının onaylanması, olaylara onun gözünden bakılması da dahildir. Narsist lidere göre, insanları yakın çevresine dahil etmek, onlara verdiği bir hediyedir; bununla yetinmeleri gerekir. Çok kere de haklı çıkar; çünkü bu insanlar da bağımlı kişilik yapısına sahiptir ve kendi sosyal çevrelerinde lidere yakın olma ayrıcalığını kullanırlar.

Yukarıda sıraladığımız özellikler, okuyucuların zihinlerinde mutlaka en başta iş, daha sonra spor ve siyaset dünyasından, hem tarihsel, hem de güncel boyutta birçok örnek getirmiştir. Narsistik kişileri sadece kurumların başındaki liderler olarak düşünmez, düşünce perspektifini spor ve sanat aleminden kişiler yönüne de genişletirsek, bunlar arasında çok sayıda örnek bulabiliriz. Bu kişiler, özellikle sinema ve sahne sanatçıları, kendilerine bir koza örer ve onlara olan hayranlığı besleyecek bir çevre içinde yaşarlar. Bu nedenle sanatçıların büyük çoğunluğunun en büyük korkusu yaşlanmak ve şöhretlerini kaybetmektir.

“Ben, Ben, Ben ve yine Ben…”

Narsistlerin cümlelerinin neredeyse tamamı “ben” diye başlar. Birlikte çalıştıkları kişileri göstermelik olarak onurlandırmak adına “biz” diye başladıkları cümleler bile, “ben” diye biter. Kendilerinden söz etmedikleri bir ortamda kolayca sıkılır ve dikkatleri dağılır. Bulundukları kalabalık ortamlarda sürekli onlar konuşur. Bir anlamda kendi seslerine aşıktırlar. Söylediklerini tekrarlamaktan, aynı şeyleri farklı biçimlerde ifade etmekten sıkılmazlar.

Narsist bir lider bütün başarıyı kendisine mal eder. Kendinden evvel yapılanları ya yok sayar ve hiç sözünü etmez, ya da küçümser. Buna karşılık çok aşikar başarısızlıklarda dahi en küçük bir sorumluluk duygusu yaşamaz. İşler inkar edilemeyecek kadar kötü gittiğinde sorumlu olan ya başkaları, ya koşullar, ya da “dış düşmanlar”dır. Bunun örneklerini hem siyaset, hem spor sahnelerinde, hem de iş hayatında görmek mümkündür. Ortada bir başarı varsa nedeni “başkan”dır. Başarısızlığın nedenleri ise siyasette “dış güçler”, sporda “hakem ve federasyon”, iş hayatında ise “konjontür ve gerekli desteği vermeyen devlet”tir.

Yönetim Tarzı

Narsist bir liderin yönetim tarzı kendisine yakışacak şekildedir. Her konuda söz ve karar onundur. Onun söyledikleri her zaman doğru ve o her zaman haklıdır. Yakın çalışma arkadaşlarıyla yapılan toplantılar, nihayetinde lideri onaylamak ve ne kadar haklı olduğunu ona hatırlatmak içindir. Toplantılarda gerçek anlamda bir tartışma ve fikir alış verişi olmaz. Durum ve olaylar, liderin daha önce açık veya örtük olarak belirttiği tutum, duruş ve kararını destekleyecek şekilde değerlendirilir, kararlar daima oy birliği ile alınır ve bütün üyeler bu konuda “hemfikir” olur. Bu toplantılarda, liderin şirketi (partisi, takımı) olduğundan güçlü, rakipler olduğundan zayıf ve yetersiz değerlendirilir. Riskler göz ardı edilir, çok kere B planı söz konusu edilmez.

Narsist bir liderin çevresinde göstermelik olarak danışmanlar bulunur. Danışmanlardan beklenen gerçekte uzmanlıklarını kullanarak lidere yol göstermek değil, onu onaylamaktır. Başlangıçta bundan habersiz olan danışmanlar bir süre sonra durumun farkına varırlar. Bu durumda ya gerçek düşüncelerini ifade etmeyi sürdürür, saygınlıklarını korur, ancak pozisyonlarını kaybeder; ya da duruma uyum sağlar ve görüşlerini lideri destekleyecek şekilde dile getirirler ve lidere yakın olmanın nimetlerinden yararlanırlar. Lider göstermelik olarak fikrini sorduğu danışmanından beklediği cevabı alırsa; “Bakın Hoca da böyle düşünüyor” der. Cevap beklenmedik ve istenmeyen şekilde gelirse, o zaman “Hoca bu işler bildiğin gibi değil. Hayat kitaba benzemez” denir.

Yukarıda sıralanan özellikler narsist kişilerin bir süre sonra gerçeklerden kopmasına neden olur. Narsist bir lider tarafından yönetilen bir kurumda, lidere sunulan bütün bilgiler onun algısını besleyecek ve egosunu yüceltecek şekle sokulur. Böylece narsist lider kendi yarattığı bir sanal gerçeklik dünyasında yaşar ve kendi dışındaki dünyanın da bir gün onun çizgisine geleceğinden emin olur.

Narsist kişiler kendilerinden başka kimseyi beğenmedikleri, kendi mükemmeliyetlerine inandıkları için doğal olarak kendilerini herkesten üstün görürler. Bu durumun halk arasındaki adı “kibir” dir. Kibir ise her inanç sisteminde günahtır. Hangi dinden olursa olsun, inanç sahibi bir müminin de durumu farklı değildir. Ancak narsisizmin özelliği kişilerin kendilerini narsist olarak görmemeleridir. Bu nedenle bir narsist hiçbir zaman psikolojik yardım istemez. Ruh sağlığı profesyoneli ile karşılaştığı tek durum, gücünü kaybettikten sonra yaşadığı depresyon ve uyku bozukluğudur.

Narsist Liderle Çalışmak ve Yaşamak

Narsist bir liderle çalışmak kişiye birçok açıdan zarar verme potansiyeline sahiptir. Bunların en başında bir narsistin takdirini kazanmak için dış dünya gerçekliği ile bağları kopartmak gerekir. Bu durum özellikle işler iyi gitmediği zaman önem kazanır. Çünkü olayları ve dış dünyayı narsist liderin bakış açısından yorumlamak kişide bir “zihinsel çelişki” (cognitive dissonance) yaratır. Bu nedenle kişi ya lidere paralel bir algı geliştirmek, ya da kendisine olan saygısını kaybetmek seçeneğiyle karşı karşıya kalır. Bu durumda uyması gereken sadakat kuralları gereği, kişi çoğunlukla liderin gerçeklik algısını destekleyecek bir algı geliştirilir. Bunun sonucunda, liderin halkasının dışında kalanların gözünde saygınlığını yitirir ve “yalaka”, “yağcı” gibi sıfatlarla tanımlanmaya başlar. Bu durum kendilerini değerli görmediklerini hissettikleri kişilere karşı saldırganca duygular beslemelerine yol açar.

Narsisist bir liderle çalışmanın ikinci sakıncası, liderin öfke patlamalarına muhatap olmaktır. Engellenmeye, bekletilmeye, karşı çıkılmaya dayanamadıkları için, narsisist liderler çok öfkelenir ve şiddetli tepkiler verirler. Bununla yaşamak zorunda olan kişiler, bu durumu; “Bizim patron baba gibidir. Hem sever, hem döver”, anlayışıyla rasyonalize ederler. Ancak bu durum liderin öfkesinin ne zaman ortaya çıkacağını bilmemekten kaynaklanan bir belirsizlik doğurur ve sürekli olarak kaygı içinde yaşanmasına neden olur.

Narsist liderle çalışmanın üçüncü sakıncası, bitmek bilmez taleplere muhatap olmaktır. Bu taleplerin bazıları gerçekleştirilmesi neredeyse imkansız, bazıları da zamansız taleplerdir; çünkü narsist bir lider ne istiyorsa, “hemen ve şimdi” gerçekleştirilmesi gerekir. Bunun yarattığı baskı, kaygı ve çaresizlik duygularını ortaya çıkartır. Yakın çevresinin liderin isteklerini yerine getirmek için yasaları çiğnemesi, ahlaka ve akl’ı selime aykırı hareket etmesi, sık görülen bir durumdur.

Narsist bir liderle çalışmanın kaçınılmaz sakıncalarından bir diğeri, ihtiyaç kalmadığında “fırlatılıp atılmaktır”. Böylece yaşanan derin hayal kırıklığını kaçınılmaz olarak bir depresyon ve bazen de “intikam alma” duygusu izler. Bu nedenle liderin çevresinden uzaklaştırılan ve konumunu kaybeden kişiler, bir zamanlar “tanrı” mertebesine yücelttikleri kişinin içyüzleriyle ilgili “itiraf” veya “açıklamalarda” bulunurlar. Ancak zaten çevreleri tarafından itibarları sorunlu olan bu kişilerin inandırıcılıkları ve gördükleri ilgi sınırlı olur.

Sonuç

Görüldüğü gibi, narsist bir liderle çalışmak, bir yönüyle ruh sağlığı açısından risk taşıma, diğer yönüyle de kişinin itibarı açısından yıkıcı sonuçlar doğurma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle yukarıda sayılan özelliklere sahip bir yönetici veya liderle çalışan kişiler, özellikle işler yolunda gitmemeye başladığı zaman, durumlarını bir kere daha dikkatle değerlendirmelidir. Bu değerlendirme sırasında, bu kişiyle aynı ortamı paylaşmanın kendilerine kazandırdığı ve kaybettiklerini gözden geçirmelidirler. Yaşanmış örneklere bakılacak olursa elde kalacak çok kere, yitirilmiş özsaygı, derin bir hayal kırıklığı, kullanılmışlık ve değersizlik duyguları olacaktır. Bunların üstesinden gelmek ise kolay değildir. Bu bazen imkansız, bazen de çok uzun zaman alacak bir süreçtir.

* Tanım DSM IV ve V’de narsistik olarak kullanılmaktadır. Bu yönde TDK tarafından ve kullanımdaki narsist tanımı tercih edilmiştir.

Diğer Makaleler

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi