Bu makalede , sosyopatlığın ne olduğu , bir insanın sosyopat olduğunu nasıl anlayabileceğimizi , ‘ben’cilik ile nasıl bir ilişkisi olduğunu i kişilik özellikleri i işyerlerindeki sosyopatların nasıl davrandıklarını ve onlara nasıl dikkat etmelileri anlatıyor.
Psikoloji alanında çok yeni tanımlanmış olan ve özellikle iş yaşamında insan kaynaklarının üzerinde hassasiyetle durması gereken bir kişilik yapısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Sosyopati!
İş yaşamında gerek dikey, gerekse yatay ilişkilerinizde ve özellikle de çoğu zaman yakınınızda; kendisinden başkasının haklarını gözetmeyen ve bir olaya bakarken kendini başkalarının yerine koyamayan, merhamet ve pişmanlık duygularından yoksun insanlar görürsünüz. Bunlar insanların ortaya koyduğu, o kadar normal görünen tutumlardır ki, bir kişilik bozukluğu olduğunu, ne zaman ve nerede zarar vereceğini kestiremezsiniz.
Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olan insanlar, halk arasında yaygın olarak “sosyopat” olarak adlandırılırlar. Aslında bir “sosyopat”ı bir “psikopat”tan ayıran özellik, semptom farklılığıdır. Psikopati bir patolojidir, sosyopatiye göre daha ağır bir bozukluktur. Sosyopatlara yirminci yüzyılın ortalarına kadar sırası geldiğinde psikopat değerlendirmesi yapılıyordu. Ne var ki, bu kişilik bozukluğuna sahip olanlar psikopatiden farklı olarak, diğer insanları önemsemez, başkalarına bağlanamazlar. Genel olarak toplumsal normları hiçe sayarlar, vicdanen sorumluluk duygusu yaşamazlar, kuralları sürekli ihlâl ederler, insanların canını fütursuzca yakar ve bundan dolayı hiçbir pişmanlık duymazlar.
Günümüzde, eski aile bağlılıkları, akraba ve komşu ilişkileri gibi değerler yerine, antisosyallik, bencil olmak daha doğrusu insanlığa ait olan değerlerin bir çoğundan arınmış olmak, biraz daha ön plana çıkıyor. Bu değişim sosyopat kişilik yapısını yaygınlaştırıyor. Böylece, yaygınlaşmış olan bu kişilik yapısı, normalmiş gibi değerlendirilip normal yaşamda kolayca teşhis edilemiyor.
Sosyopati, Türk Ceza Kanunu’nun yürürlükte olan 5237 sayılı 32. maddesine göre, antisosyal kişilik bozukluğu, ceza muafiyet veya indirimini gerektiren bir akıl hastalığı değildir. 32. madde, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme kabiliyeti önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmeyeceğinin altını çizer.
Sosyopati nedir?
Sosyopati, antisosyal kişilik bozukluğu olarak da tanımlanabilir. Ancak, öfke ve sinir bazlı olan antisosyallik ile karıştırılmaması gerekir. Çünkü bir sosyopat, birey olarak insanlarla çok iyi ilişkiler kurabilir ve son derece sosyal olabilir. Korku, kızgınlık, endişe ve üzüntü duygusu olmayan psikopatların aksine, sosyopatlarda bu duygular vardır. Ancak, suçluluk olarak tanımlanan duyguyu hissetme yeteneği, sosyopatlarda yoktur. Suçluluk ve topluma ait doğru ve yanlış kavramlarını hissedemedikleri için, çoğu zaman yapmayı hedeflediklerini sorgulamadan gerçekleştirirler. Toplumun ortak ahlak değerlerinden yoksun olan sosyopatlar, yaptıklarını ahlaksızlık olarak görmezler. Vicdan duyguları yeterince gelişmemiş olduğu için, başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunmayı da normal görürler.
Toplumda değişen duygular
Eskiden arkadaşlık, komşuluk ilişkileri daha sıcaktı, insanlar birbirlerinin dertleriyle daha çok ilgiliydiler. Bugün insanların elinde döner bıçağı veya sopa ile, ya da cebinde taşla maça gittiğini görüyoruz. Bu insanlar normal yaşamda içlerinde bu denli vahşi bir duyguyu sakladıklarını etraflarına hissettirmiyorlar. Onlarla iç içe yaşıyoruz, lâkin bazen bir bombayı bağrımıza bastığımızı bilmiyoruz. En büyük sorun, bu ortada dolaşan zararlı bombayı kötülük olarak algılamadığımızdır. Medya kanallarının hepsinde ve de çevremizde devamlı karşılaştığımız bu denli kötülüğü o kadar sık görüyoruz ki, görme körlüğü yaşıyoruz. Bu kalıp davranışlar, topluma bir şekilde kabul ettirilmeye çalışılıyor. İnsanlar kötülük ya da anormallik karşısında duyarsız kalmaya başladılar. Görüyoruz ki, aramızda zaman içinde giderek daha fazla duygudan yoksunlaşan, vicdansız, gerçek sevgiyi bilmeyen insanlar yaşıyor. Bu insanlar, yaşamanın amacını sadece haz almak olarak değerlendiriyorlar. Yüzyıllar öncesi ilkel insanın Hedonist felsefesini benimsemek günümüzde ilerleme değil, geriye dönüştür.
Türkiye’de sosyopati
Türkiye’de devamlı Amerikan filmlerinin izlenmesi sebebiyle, bu filmlerle benzer temeller üzerine oturtulan Türk filmlerindeki ahlaki anlayışla özdeşleşiyoruz. Böylece küreselleşmenin getirdiği bencillik, bireycilik artıyor. Türk toplumunu temsil eden yapı olarak; aile birliği içinde, hep diğerini düşünerek, empati kurarak yaşamış bir toplumda, devamlı pohpohlanan, her istediği önüne hazır konan sorumluluk duygusundan yoksun, sosyopat eğilimli “Ben kuşağı” gençler birden öne çıkıyor. Gelişimlerinde aile bireylerinden biriyle özdeşleştirilerek yapılanacak olan kişilik yapısı, mafya babalarını kendilerine örnek olmasına yol açabiliyor. Açıkça biliniyor ki, çocuk, eğer güçlü baba yerine, evde sadece televizyon karşısında pasif bir şekilde oturan rol model babayı görürse, o zaman televizyon ekranlarında karşılaştığı daha sosyopatik, güçlü baba imgelerini benimseme eğiliminde olabilir. Daha çok erkek çocuk ve onun rol model olarak benimseyeceği baba figürü üzerinde duruyoruz, çünkütoplumsal kurallar erkeklere sosyopatlığı ifade imkânı veriyor. Kadınlarda ise bu patoloji psikosomatik belirtilerle kendini gösteriyor. Belli bir takım ahlaki kuralların geçerli olduğu bir toplumdan, maddi gücün her şey demek olduğu bir topluma doğru hızla ilerliyoruz. Böyle bir toplumda sosyopatların çoğalması beklenen bir değişimdir.
Sosyopat kişinin bu kişilik bozukluğu çocukluk döneminde başlayıp bütün yaşamı boyunca farkında olmadan devam edebilir. (Örneğin, kedilerin kuyruklarına teneke bağlayan ve zorla yürüyen hayvanı seyretmekten zevk alan veya yuvalarına girip çıkan büyük karıncaları ortalarından ikiye ayırarak hareket eden parçaları ve onları kaldırıp götüren diğer karınca sürülerini zevkle seyreden çocukların anıları.) Kişilik yapısında sosyopatik tutumları olan insanlar, işi paylaştığı insanlara ve onları kendi gibi zannedip, yakın arkadaşı olarak seçen kimselere, özellikle duygu içerikli zarar verebilirler. Hedeflediklerini elde etmek için, her türlü hileye başvurabilirler. Bu kişilerde vicdan yoksunluğu vardır. Çok zaman kendi menfaatleri çerçevesi içinde olmayan işlerden sorumluluk duymadıkları için, başkalarında oluşan hasar onları ilgilendirmez. Kendilerini doğru kabul edip, çizdikleri yolda ısrarla devam ederler.
İş yaşamında sosyopatlar
Sosyopat çalışanlar, karşılarında çok güçlü bir otorite gördükleri zaman boyun eğerler. Ancak, kendileri yönetimde olunca hiçbir şekilde yol açtıkları yıkımı görmez ve bundan dolayı da vicdan azabı hissetmezler. Hiçbir ahlaki norma sahip olmadıkları için kötülükle iyilik arasında bir seçim yapamazlar. İş yaşamında “benim yaptığım doğrudur” felsefesiyle görevlerine devam ederler.
İnsanın bir kaynak olarak önemsendiği günümüzdeki iş yaşamında, sosyopat kişiliği olanlar, ileri derecede önem kazanmış olan insanlar arası kaliteli ilişkiler için yeterli emek vermezler. Çünkü onlarda hassasiyet zayıflığı vardır. Karşılarındaki kişilerin üzüldüğünü ya da incindiğini fark edemez, hatta umursamazlar. Yaptıklarının yapılmaması gerektiğinin farkında olsalar da, geri adım atmaz, karşısındakileri üzmeye devam ederler.
Herkesin saygı gösterdiği toplumun ahlaki kurallarına uyumsuzluk gösterirler. Sosyopat bir kişi, çevresindekilere karşı son derece uyumsuz tavırlar sergileyebilir. Dirençli, ters davranışlarıyla yakınındakilere bile büyük sıkıntılar yaşatabilir. Gereğinde çok kolay yalan söyleyebilir veya inandırıcı roller sergileyebilir.
Sosyopatlar, dengesiz tutum ve tavırları nedeniyle özellikle bir ekibin parçası olarak çalışılan konumunda, verimleri çok düşüktür. Bu tip çalışma ortamlarında, bütüne karşı uyumsuz tavırlarıyla dikkat çekerler.
İş yaşamındaki hızlı değişim, diğer çalışanlarla uyumun kurulamamasını, saldırganlık davranışını içeren bir tutumun benimsenmesini beraberinde getirebilir. Sosyopatlar zayıf olanları ezmekten veya başkalarının ezikliklerini görmekten büyük keyif duyarlar. Bananeci bir tavır takınırlar.
Bir şirket içinde, birbirlerine devamlı “iç müşteri” konumunda olan çalışanlardan birinin sosyopat olması düzeni bozar. Sosyopat çalışan diğer çalışanlarda iş memnuniyetsizliği, motivasyon düşüklüğü ve stresin oluşmasına neden olur. Bu nedenle, bir sosyopat’ın “etkin iletişim”in çok önemsendiği bugünkü iş yaşamında, elli küsur psikosomatik hastalığın nedeni olacağı dikkate alınırsa, eleman seçimi söz konusu olduğunda, seçilen adayın sosyopat kişilik yapısının olmamasına özellikle dikkat edilmesi gerekir.
Ekibinizdeki bir kişinin sosyopat olduğunu nasıl anlarsınız?
Ekibe alınacak kişinin, kişilik özellikleriyle önceden tanışmak uygun olur. Günümüzde İK bu ayırıcı tanı için çeşitli psikometrik ölçümle kullanılabilir. Örneğin aday, aşağıdaki sorulara benzer sorularla mülakatta irdelenebilir ve bireyin değerleri hakkında bilgi edinilebilir.
- İş yaşamında bir arkadaşınızın başına, onun için önemli olan kötü bir şey geldiği ve bunu sizinle paylaştığında, o kişinin duygularını anlamaya çalışarak, bu kişi ile empati kurar mısınız?
- Gerektiğinde, insanları kullanır mısınız?
- Gereken yerde kolayca yalan söyleyebilir misiniz?
- İnat olsun diye, zıt fikirler ortaya sürme ve son sözü söyleme eğiliminiz var mı?
- Sürekli bir yakınınızdan maddi ya da manevi yardım alıp, karşılığında geriye bir şeyler vermek gerektiği duygusunu yaşar mısınız?
- Haksızlığa uğradığınızı, başkalarının sizi anlamadığını düşünür müsünüz?
- Sizin iyi huylu biri oluşunuzdan istifade ediyorlar mı?
- Kolayca sıkılıp, sürekli ilgi bekler misiniz?
- Çevrenizde sizi endişelenmeye yöneltecek sözler söyleniyor mu? (Söyleniyorsa, bunu alenen mi yapıyorlar? Yoksa sinsice mi?)
- Başkalarına alenen zararınız dokunduğu durumlarda sorumluluğu üstlenir misiniz?
- Hatalı olduğu zamanlarda kendisi dışındaki insanları suçlayan bir kişiye karşı tutumunuz ne olur?
Kaynak
- Staut, M. Yanıbaşınızdaki Sosyopat. Çeviri: Tuğçe Ayteş. İstanbul; 2009.Thomas. M.E. Confessions of a Sociopath: A Life Spent Hiding in Plain Sight. Crown, 2013.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir