Tepedeki yer her zaman Yönetim Kurulu’nda sizi bekleyen bir koltuk değil. Tepeye ulaşmak demek sizin olabileceğiniz en iyi şey olmanız demek. Bu bir koltuktan çok daha fazlası. “Tepeye” ulaşmak haz aldığınız bir yolculuk. Bu yolculuk “güçlü kalmayı” gerektiriyor. Çok çalışmayı, çalıştıkça daha güçlü olmayı ve başardıklarınızla zenginleşmeyi. Yeni nesiller kısa yol tuşlarına alışkın, kısa yoldan daha çok kazanmanın yollarını arıyorlar. Sağ şeridin kaybetmeye mahkum olanlara ait olduğuna inanıyorlar. Parolaları “Heryeri Gördüm, Herşeyi Yaptım”. Ancak gerçekte o yerleri görmek, o şeyleri yapmak en azından üzerinde zaman harcamayı gerektiriyor. Başarı bir anda ulaşılabilir bir şey değil bir süreçtir, bu nedenle başarıya giden kestirme yolların olmadığının, ancak sürekli olarak çalışmak ve hatta çok çalışmanın bizi başarıya götüreceğinin bilincinde olmalıyız. İşi ister yapan olsun, ister yöneten olsun, herhangi bir işi profesyonelce davranışlar sergileyerek yapan kişiye ancak saygı duyulur. Gerçek anlamda profesyonellik yönetmek değil, davranışlara ve sözlere yansıyan başkalarına saygılı olma halidir.
Tepedekilerin neden yanlız olduğunu hiç merak ettiniz mi? Tepeye, yani bir kariyerin en üst katlarına çok az kişi ulaşabiliyor da ondan…
Tepedeki yer her zaman Yönetim Kurulu’nda sizi bekleyen bir koltuk değil. Tepeye ulaşmak demek sizin olabileceğiniz en iyi şey olmanız demek. Bu bir koltuktan çok daha fazlası.
“Tepeye” ulaşmak haz aldığınız bir yolculuk. Bu yolculuk “güçlü kalmayı” gerektiriyor. Çok çalışmayı, çalıştıkça daha güçlü olmayı ve başardıklarınızla zenginleşmeyi.
Yeni nesiller kısa yol tuşlarına alışkın; kısa yoldan daha çok kazanmanın yollarını arıyorlar. Sağ şeridin kaybetmeye mahkum olanlara ait olduğuna inanıyorlar. Parolaları “Heryeri Gördüm, Herşeyi Yaptım”. Ancak gerçekte o yerleri görmek, o şeyleri yapmak en azından üzerinde zaman harcamayı gerektiriyor.
Yolda kalanlar ve zirveye çıkanlar
Bu acelecilik bir çoğunun hedeflerine ulaşmakta zorlanmalarına neden oluyor. Zaman kaybetmeden tepedeki yere aceleyle çıkmaya çalışırken gözlemnenen bazı ortak özellikler nedeniyle yolda kalıyorlar. Madem ki tecrübeler işlenmiş ve değer kazanmış bilgiler bütünü, o zaman hatalarımızdan ders alarak, iyi yaptığımız şeyleri tekrarlayarak yolumuza devam etmenin tökezleme ihtimalini en aza indirgediği de bir gerçek. Öyleyse, bazılarımız neden başkalarının tercübelerinden kendimize aktarım yapmaktan kaçıyoruz?
Diğer taraftan başarılı insanlar başkalarının kılavuzluğuna değer veriyor ve bu nedenle başarılı olmak için kendilerine liderlik yapacak örnek insanlar ve akıl hocaları arıyorlar. Kısacası başarıya ulaşmak için başkalarının yardımına ihtiyaç duymaktan gocunmuyorlar. Mutluluk gibi başarının da paylaşıldıkça büyüdüğünü biliyorlar. Öyleyse bırakın bizi de örnek alanlar olsun, bırakın başarımıza ortak olsunlar. Güneş balçıkla sıvanabilir mi? Unutmayalım ki gerçek başarı onu paylaşabilenlerindir.
Başarı bir anda ulaşılabilir bir şey değil bir süreçtir, bu nedenle başarıya giden kestirme yolların olmadığının, ancak sürekli olarak çalışmak ve hatta çok çalışmanın bizi başarıya götüreceğinin bilincinde olmalıyız. İşi ister yapan olsun, ister yöneten olsun, herhangi bir işi profesyonelce davranışlar sergileyerek yapan kişiye ancak saygı duyulur. Gerçek anlamda profesyonellik yönetmek değil, davranışlara ve sözlere yansıyan başkalarına saygılı olma halidir.
Başarılı insanlar başarısız insanların yapmadığı şeyleri hergün yapanlar ve en iyi çözümün kendilerinde olduğunu yaşayarak tecrübe etmiş olanlardır. Bu kişiler başarısızlığa uğramaktan korkmazlar. Daha iyiye ulaşmak için değişim fırsatlarını yakalamaya çalışırken, yeniyi denemenin başarıya giden yol olduğunu bilirler.
Peki, yolda kalanların ortak özellikleri olduğu gibi, tepeye ulaşabilenlerin de ortak özellikleri yok mu? Elbette var, öncelikle bu kişiler kendilerini sürekli değerlendirirler. Kendi kişisel gelişimlerinin muhasebesini yapar, buna bağlı olarak da bütün dikkat ve çabalarını geliştirmeleri gereken alanlara odaklarlar. En belirgin özelliklerinden bir diğeri de, topluma mümkün olduğunca çok şey katmaya çalışırken başarılı olmalarına yol açan herşeye saygı duymalarıdır.
Başarı cesaret gerektirir. Akılcı riskleri göze almayı bilmeden ilerlemek mümkün değildir. Geçmişten ders çıkartarak geleceği tahmin edebilmek, cesur ve kararlı adımlar atabilmek başarının ilk şartıdır.
Kurumların veya sektörlerin belirli dinamikleri ile bireyler profesyonel tırmanışlarını her yıl biraz daha hızlanarak sürdürebilirler. Küçük bir organizasyonda farklı şapkaları giymiş olmakla yetkin bir yönetici olunabileceğini düşünmek kariyer yolunda yapılabilecek en ölümcül hatadır.
Sonuç
Yetkin bir yönetici olmak zaman gerektirir. Bilgeliği getiren birikimlerdir. Yapılması gereken “ayak işlerini” yapmayan kişi, yöneticilik türküsünü tek tuşla ileriye sardırma olanağına sahip değildir. Tepeye çıkan kişiler için, yıllar geçtikçe sorumlulukların azaldığı söyelenemez. Aksine yukarıya çıkıldıkça yöneticinin kariyer sorumlulukları katlanarak artar. Bedelleri ödenmeden, yolculuğun tadı alınmadan, her kademede başarıp bilgeliği elde etmeden zirvedeki havayı solumak, solunan havanın hazzına varmak mümkün değildir.
Yolda Kalanlar – Kendilerinden önceki tecrübelere kulak vermiyorlar – Çoğu kez kendilerine örnek aldıkları bir kişi yok – Başkalarına örnek olmanın faydalarını bilmiyorlar – Kolaylıkla bahane üretebiliyorlar – Hazırlıklı değiller – Beklemekten hoşlanmıyorlar – En iyi yöntemlerin kendilerinde olduğunu düşünüyorlar – Hızlı gitmenin yollarını arıyorlar – İşi yapmaktansa “yöneten” olmayı istiyorlar – Çabuk zengin olunabileceğini düşünüyorlar – Süreçlere saygı duymuyorlar – Sürekli gelişimin faydalarını inkar ediyorlar – Ofiste, toplumda veya kurumsal organizasyonlarda bedel ödemek istemiyorlar – Araştırmacı olmanın ne ve nasıl olduğunu bilmiyorlar – Çözüm aramaktansa suçlayıcı olmakta ısrar ediyorlar – Yeterli hayat tecrübesine sahip değiller – Kendi yaşamları ve kendi kariyerleri için bir planları yok |
Zirveye Çıkanlar – Uzun soluklu yolculukların yıllarla ölçülmediğini fark etmiş olanlar – Gelişmenin ve başarmanın paradan başka şekilleri de olduğunu biliyorlar – Sahip oldukları gücün ve bu gücü nasıl kullanacaklarının farkındalar – Zayıf taraflarının farkında olup, bunların başarıyı engellemesine izin vermeyenler – Kazanmadıkları tecrübeleri başkalarına satmaya çalışmayanlar, oldukları gibi görünenler – Daha çok öğrenmenin yalnızca daha çok öğrenme ihtiyacını getireceğini anlamış olanlar – Mükemmel diye bir şeyin var olmadığını bilenler – Kurumsal piramitte kendilerinden aşağıdakilere ve yukarıdakilere karşı eşit derecede saygı duyanlar – Üzerinde çalıştıkları her işe, her projeye dürüstlükle bağlılık duyanlar – İstikrarlı ve sonuç odaklı çalışma prensibi olanlar – O işte daha önce hiç kimsenin yapmadığı şeyleri yapabilenler |
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir